ABD ve müttefiklerinin Suriye’deki paylaşım
savaşında sıkışmışlık halleri yeni bir düzen tesis etmelerine
epeydir geçit vermiyor; aksine savaşı yayarak daha da boyutlandırma
riski barındırıyor. Kullanışlı ‘siyasal İslamcılık’ fos
çıkalıberi asabiyet katsayısı yükseldi. Suriye denkleminin
‘İran ve Lübnan’ odaklı genişletilmesi bu
yüzden.
Neye niyet, neye kısmet! Savaş salt Rusya değil
İran’ın Suriye’den Lübnan’a uzanan nüfuzunu artırmasına yaradı.
Buna karşılık ABD/İsrail/Körfez cephesinin yanıtı
Obama döneminde 2015’te kapatılmış İran nükleer
dosyasını yeniden açması kaçınılmazdı. Lübnan’da Hizbullah ve
müttefiklerinin sandık zaferini getiren son seçim, resmin
tamamlayıcısı oldu.
İronik biçimde Suriye’yi ‘neoliberal nizama
çekmek’ için başlatılmış savaşta, hesaba katılmayan güçler artık
hesapların merkezinde. Öfkelerine yenik düşmeyen Rusya ile
İran.
***
Bu yazı yazılırken ABD Başkanı
Donald Trump, ilan ettiği üzere
ABD’yi 5+1 ile İran arasındaki nükleer anlaşmadan çekilmeye dair
kararını henüz açıklamamıştı. Bir mucize olmazsa, AB kanadının
ikazlarına rağmen Trump ‘anlaşmanın yeniden
müzakeresi’ vurgulu bir çekilme açıklayacak.
İran elini yukarıdan açtı, bu durumda Nükleer
Silahların Yasaklanması Anlaşması’ndan (NPT) da çıkacağını söyledi.
Ancak AB/Rusya/Çin üzerinden gitme formülüyle diplomatik
esnekliğini kullanabilir.
İran dosyası kaçınılmaz olarak Suriye savaşının
etkilediği Lübnan’da dokuz sene sonra nihayet yapılabilen
seçimlerle örtüşüyor. Alptekin Dursunoğlu’nun
Yakın Doğu Haber sitesindeki kapsamlı yazısından okuyabileceğiniz
bu seçimlerden Hizbullah/Emel ile Hıristiyan ortakları muzaffer
çıktı; Suudi destekli Saad Hariri cephesi darbe aldı. Aslında
Lübnan’ın kendine has siyasi yapısında ‘konsensüs’ formülü
açık. Ancak İsrail için Lübnan, ‘varoluşsal güvenlik
kaygıları’ başlığıyla İran’ın nükleer dosyasıyla tamamlanıyor.
Ortaya ‘İran vurulacak mı? Öyleyse nerede, Suriye’de
mi Lübnan’da mı’ soruları beliriyor.
***
Açıkçası şerh düşmekle birlikte kapsamlı
savaş olası değil. Niye?:
• Trump’ın bir senelik icraatları, Suriye
sahasında ‘kısa ve anlamsız vuruşlar’, Kuzey Kore’de
tehditler savurup coşkulu müzakere naraları atmak. ABD’nin İran’ı
vurması Üçüncü Dünya Savaşı’nı göze almak demek. Amerika’da
anketler ahalinin nükleer anlaşmadan memnuniyetine işaret ederken,
Trump sonbahardaki ara seçimleri riske atmış olur.
• İsrail ABD olmadan İran’ı vuramaz.
Suriye’de sonbahardan beri ‘İranlı askeri eğitmenleri
vurma’ temalı saldırıların geniş çaplı savaşa
dönüştürülmesinin önünde Rusya engeli var.
• Geriye Lübnan kalıyor. Ancak 2006 savaşı
İsrail açısından parlak değilken, Hizbullah’ın Suriye deneyimini
hesap etmek gerekir. Lübnan’a açılan her savaşın Hizbullah’ı
meşrulaştırıp güçlendirmesi de cabası. Tabii Suudiler üzerlerinde
nüfuzları bulunan Sünniler ve nüfusun altıda birini oluşturur hale
gelen Suriyeli sığınmacılar üzerinden gerilim
kızıştırılabilir.
***