“2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin kız çocuğu, doğum
yaparak ‘anne’ oldu. 15 yaşın altında cinsel istismara
uğrayarak ‘anne’ olan çocuk sayısı 15 bin 937. Çocuk
istismarı davaları son 10 yılda üçe katlandı, 483 bin kız çocuğu
evlendirildi.”
Utanç tablosunu sergileyen rakamlar Türkiye İstatistik Kurumu ve
Adalet Bakanlığı’na ait. Türkiye’de 15 yaşın altında çocuklarla
“gayri resmi” şekilde evlenip cinsel istismarda bulunan 3 bin
kişiye, mağdurla evlenme halinde getirilecek “af” (ceza ertelemesi)
vesilesiyle ortaya seriliyor.
Sosyal hukuk devletinde başvurulan yöntem, “yasalara göre suç
teşkil eden eylemleri cezalandırmak yerine, yasaları değiştirip bu
eylemleri suç olmaktan çıkartmak”. İzahat için göbek çatlatanların
baş gerekçeleri muhafazakâr damarın sabiteleri: “Evrensel değerler
geçerli olamaz; yerel, dini, örfi ve kültürel değerler önce
gelir.”
***
Bundan daha büyük facia olabilir mi? Olur. Bu zihniyetin egemen olduğu yerlerde bal gibi olur. Olur ama, direnişi eksik olmaz. Bakınız en başta Batılıların “Aydınlanma”değerlerini hiçe sayarak bölgemizde çıkarları icabı “siyasal İslam” yatırımı yaptıkları ülkelere...
***
Misal, Mısır; “muhafazakârlaştırma” projesinde öne çıkan
örnek. İhvan’ın ilk icraatlarından biri kızlarda evlilik yaşını
14’e düşürme teklifi olmuştu. Muhammed
Mursi liderliğindeki “İhvan Mısır’ı” BM’nin Kadın
Hakları Bildirisi’ne en keskin itiraz eden ülkeydi. İtiraz
hususları şunlardı:
“Kadınların evlilik yaşının yükseltilmesi, evlilikte kadın ve
erkeğin eşit hak ve sorumluluklara sahip olması, mülklerin eşit
paylaşımı, Müslüman kadının Müslüman olmayan erkekle evlenme hakkı,
boşanmanın erkeğin sözünden öte yargı kararına bağlanması, kadının
eşinden izinsiz seyahati, çalışması yahut doğum kontrolü ile aile
harcamalarında söz sahipliği, eşlerin tecavüz ve cinsel
saldırılarına itiraz hakkı, genç kadınların cinsel konularda söz
hakkı, kürtaj veya gebelik önlemlerinin yasallaştırılması, gayri
meşru ilişkilerden doğan çocuklara eşit haklar sunulması,
homoseksüellere eşit haklar ve korunmanın salık
verilmesi.”
Mısır İhvan’ının iki iddiası vardı: “Kadın haklarının bu şekilde
korunması ‘toplumu’ yok eder” ve “Ulusal yasalar, dini,
örfi ve kültürel değerler evrensel olandan üstündür. ”