Suriyelilerin ahı tuttu desek yeridir. Vahhabi Selefi mutlak
monarşisi Suudi Arabistan karşısında, ‘mazlum’ konumuna düşen
Körfez’in minik şeyhliği Katar’ı yöneten El Sani hanedanı için
‘ilahi adalet’ kapıyı çalmakta…
Arap âleminde siyasal İslamcılığa ‘liberal sos’ katacağım diye
didinen El Sani hanedanı, Suriye’de ‘sandıkçı demokrat’ bir İhvan
rejimi kuracağım derken, kendi koltuklarını kaptırmazsa iyidir.
Bu hikâyede El Kaide var, Hamas var, Hizbullah var, İsrail var,
İran var. Obama döneminden kalma silah anlaşmalarının öyle
görünüyor ki, yeniymiş gibi yutturulması bile var.
***
Hafta başında Suudilerin başını çektiği, Körfez’den BAE ve
Bahreyn; Mısır, ismi var cismi yok Libya’nın ve Yemen’in
‘hükümetleri’ ile komedi niyetine Maldivler ile Mauritus’u
yanlarına alarak Katar’la tüm diplomatik ilişkilerini kestiler,
ablukaya giriştiler. Gerekçeleri ‘üst başlık’ olarak Katar’ın
‘teröre yardım etmesi’. Herkes için alt başlıkta gerekçeler
değişiyor.
Katar, aynı doğalgaz havzasını paylaştığı İran’la da, Lübnan’daki
Hizbullah’la da irtibatta kalabiliyor; Mısır’da defedilen İhvan’ın
hamiliğini yapıyor, İsrail’in tüzük değiştirip yumuşatılmış haliyle
de hazzetmediği İhvan’ın Filistin kolu Hamas’a sığınma veriyor;
Suriye’de El Kaideci unsurları açıkça arkalıyor; El Cezire kanalı
aracılığıyla mutlak monarşilerde ‘sandık demokrasiciliği’ zemini
yaratıyor. Taliban’ın bilinen tek ofisinin de Doha’da olması boşuna
değil. Küçücük boyuna bakmadan ‘büyük işler’ yapıyor.
Neticede bölge liderliğine oynayan Suud’a yardımcı rollerdeki
diğerlerinin çıkarları ve ajandaları farklılaştıkça vurguları
değişiyor. Onları buluşturan Amerikan kurgusu. Orada da ‘neden
şimdi’ sorusunun yanıtı yatıyor.
***
Suudiler ile Katar arasındaki husumetin tarihi taa 1800’lere uzanır. Periyodik olarak tekrar eder. 1990’lardan bu yana yoğunlaştı, 2011’deki Arap isyanlarıyla başka boyutlar kazandı. Sonuncusu ‘Suriye’deki isyan projesinin’ olanca başarısızlığında 2014’te yaşandı. Bugün ise Katar, ‘yanlış zamanda yanlış teröristleri’ desteklemesinin bedelini ödemekte. Zira Obama gitti, Trump geldi. Ve Trump, selefinin aksine ‘liberal demokrat’ sosa bulanmış siyasal İslamcıları değil, Körfez’deki monarşileri Suudi bayrağı altında yeniden hizalandırmaya girişiyor.