Suudi Arabistan, dünyada siyasal İslamcılık ajandasının baş sponsoru; Batılı emperyalist projelerin aygıtı; Suriye ve Irak’ta IŞİD ve rejim değişikliği girişiminin baş müsebbiplerinden. Şimdi bu cephelerde mağlubiyetle birlikte; odağına Suud’un farklı bir biçimde oturduğu yeni hamlelere tanıklık etmeye başladık.
***
2015’te Kral Abdullah’ın
ölümünün ardından kraliyette Sudayri ailesinin öne çıkmasıyla
yumuşak taht devri gerçekleşmişti. Geçen iki senede kraliyette
kaynama eşliğinde Riyad’da ekonomik ve sosyal cephede alarm zilleri
çalınması önlenemedi. Ancak kim bu kadarını tahayyül edebilirdi!
Taht oyunları, CIA’nın gözdesi İçişleri Bakanı Muhammed
Nayef’i yaz aylarında ekarte edip birinci veliahtlığa
kurulmuş 32 yaşındaki prens Muhammed bin Salman’ın
-marka ismiyle MbS’nin- rakip prensler, bakanlar ve zengin
milyarderleri Riyad’daki lüks bir otele tıkmasına vardı.
MbS’nin son hamlesi, şuur düzeyi meçhul 81
yaşındaki babası Kral Salman’ın “yolsuzluk
karşıtı” komite kurup başına oğlunu geçirdiğinin ilanının
ardından yaşandı. Kraliyet, kutsal mekânlar ve enerji sahalarını
koruyan 100 bin kişilik ulusal muhafızların başında bulunan önceki
kralın oğlu prens Mutaib tutuklanan kilit isim
olurken bir prens helikopter kazasında, bir başkası çatışmada
ölüverdi.
Tutuklananlar arasında medya yöneticileri ile
Twitter, Apple, Four Seasons gibi şirketlerde hatırı sayılır
hisseleri olan ve geçen yıl “kazanamayacağını” iddia
ettiği başkanlık yarışından çekilmeye çağırdığı Donald
Trump için “yüz karası” demiş işadamı
Alwalid bin Talal da var.
***
MbS’nin ulema desteği de alan
“yolsuzluk” teması komik elbette. IMF’nin Suudi
ekonomisinin çökeceğini müjdelediği geçen yılki raporlarını
müteakiben başvurulan kemer sıkma önlemleri ve uluslararası
piyasalardan borçlanmalar, MbS’nin milyar dolarlık yatıyla
Akdeniz’de petrol parasını çarçur etmekten
alıkoymamıştı.
MbS, bu koşullarda ekonomiyi çeşitlendirme
hedefli 2030 vizyonunu ilan etti. Kısa süre önce de Batılı
yatırımcıların gözlerini kamaştıran Ürdün ve Mısır’ı da kapsayan
500 milyar dolarlık NEOM isimli “şeriatistan dışı” bölgeyi
duyurdu.
Bu ekonomik hamlelere Selefi/Vahhabi
krallığında sosyal kodları kırma girişimleri eşlik etmekteydi.
Batılılar Suudi kadınına otomobil sürme yolu açan kararı
“devrim” niyetine çiğnedi. Yakın zamanda başı açık
kadınların konser verdiği etkinlikler düzenlenirken, MbS
“aşırılıkçılığı yok etmek” ve “dünyaya ve bütün
dinlere açık bir İslama dönmeyi” vaat etti.
Lakin MbS’nin ekonomik vizyonu için nitelikli
Suudi işgücü ortada yokken, kraliyetin temeli olan Vahhabi
ideolojisinin kodlarının nasıl kırılacağı da pek meçhul.
Üstelik dış politikada açık çuvallama var.
MbS’nin savunma bakanı olarak enkaza çevirdiği Yemen batağı,
Husilerin Riyad’a balistik füze sallamasına varır oldu. Üstüne biat
ettirilemeyen Katar’la Körfez krizi tüy dikti. Son olarak istifa
ettirilen Başbakan Saad Hariri aracılığıyla Lübnan
barışına kastedilmiş vaziyette.
***