Batı’nın neoliberal yayılma maceraları giderek hazin bir görüntü arz ediyor. Ortadoğu’nun hali ortada. Bunun eski Sovyet coğrafyasındaki nadide örneği ise Gürcistan-Ukrayna hattında mevcut. Ve yaşananların perde arkası ortaya serildikçe, 2000’lerde ‘demokrasi devrimi’ diye yutturulanlar daha net anlaşılıyor.
***
Bu açıdan en trajikomik vaka, ABD’nin
Kafkasya’daki adamı Gürcistan’ın eski devlet başkanı
Mikhail Saakaşvili ve başına gelenler.
Saakaşvili, 2004-2013 arasında yönettiği
Gürcistan’da Bush yönetiminin gazına gelmiş,
2008’de, 1990’lardaki çözülme dalgasının özerk Güney Osetya ve
Abhazya cumhuriyetlerine gözünü dikmişti. Karşısında Tiflis’in
kapısına dayanan Rusya Federasyonu ordusunu buldu. RF işini bitirip
çekildi, mağlup Saakaşvili de tarihe ‘kravatını kemiren
lider’ olarak geçti.
Tabii Saakaşvili’nin Tiflis’te görevinin bitimi
tatsız oldu. Yolsuzlukla suçlandı. İmdadına 2014’te Ukrayna’nın
ikinci ‘Turuncu Devrim’i yetişti. Ukrayna’ın yeni lideri
Petro Poroşenko’nun davetiyle kapağı Kiev’e attı.
2015-2016 yıllarında Odesa valisi bile yapıldı! Fakat Poroşenko
oligarşisine rakip çıkınca, ikinci ülkesinden de
kovuldu.
Hikâyesi bir süredir dünyaya mal olmuştu.
Ukrayna’da kurduğu yolsuzluk karşıtı muhalif hareketin PR’ı için
canlı yayında ‘intihar şovu’ bile yaptı. Sonunda bu hafta
‘paketlenip’ Polonya’ya ‘postalandı’. Tabii
Kiev’de bir restoranda kamuflaj kıyafetli birimler tarafından ele
geçirilişini Facebook sayfasından paylaştı.
***
Ama meselemiz bu değil. Saakaşvili’nin niçin şimdi ‘postalandığı’... Çünkü Saakaşvili’nin, Ukrayna’da 2014’te Batı ile Rusya arasında denge gütmeye çalışan Devlet Başkanı Victor Yanukoviç’in devrildiği parlamento darbesinin yolunu açan Meydan katliamı davasında ifade vermesi bekleniyordu. Çünkü Meydan katliamında hem protestoculara hem Berkut adı verilen polise ateş açan keskin nişancıları gayet yakından biliyordu.
***