Ortadoğu’da baş döndürücü bir diplomasi trafiği var. Doha’da ABD-Rusya-Suudi masası kuruluyor... Tahran’da İran-Rusya-Suriye... Mascat’ta Suriye-İran-Körfez... Moskova’da İran-Suriye-Körfez... Bu ülkelerin dışişleri bakanları bir orada bir burada, kâh ikili, kâh üçlü görüşmede. Türkiye’yi boşuna aramayın.
***
İran’la nükleer anlaşmanın tetiklediği bu diplomasi oyunu adeta bir “poker masası”. Asli oyuncuları ABD, Rusya, İran ve Suudi Arabistan. Suriye ile Kürtler destekçilerinin elini izlerken sandalye değiştirip diğerlerini “dikizliyor”. Eller dönüyor, kartlar alınıp açılıyor, blöfler yapılıyor. Türkiye masanın “garsonu”, “bahşişlerinin” peşinde. Blöfler arasında yok yok: “Rusya ile İran Esad’ı terk etmeye yakın”, “İran Halep’e uluslararası güç istiyor”, “Rusya Ukrayna’yı alıp Suriye’yi verecek”, “Suudiler dış maşaları radikal İslamcıların kendilerini vurmasından panikleyip çark etti”, “ABD Kürtleri sattı”...
Oyunun üst başlığı “IŞİD ve radikal İslamcılıkla savaş”, altbaşlık “Suriye için 2012’de Cenevre-1’de konulan “Esad’lı mı Esad’sız mı olacağı açık bırakılmış siyasi çözüm”. Sonunu kestirmek için tarafları iyi anlamalı.