Artık alıştık. Türkiye’yi yöneten siyasi akıl, ne vakit Batı ile sorun yaşasa, bir tekerlemedir tutturuyor: ŞİÖ diye… Şanghay İşbirliği Örgütü’nü anlamayı da, yerli yerine oturtmayı da zorlaştıracak söylemler zerk ediliyor. Küresel kırılmaları okumakta hiç de mahir olmayan akıllar, mevzuyu “takım taraftarlığına” indirgeyiveriyorlar. Belki de “ideolojik genleri” memleketin güney hattınca belirlenenlerin meseleyi idrakta zorlanmasını tabii karşılamak lazım gelir.
***
Dünyamız küresel kapitalizmin sancıları eşliğinde çok kutupluluğa bir parça da doludizgin gitmekte. Bu yeni dünyanın hakikatlerinden birisi de ŞİÖ. Askeri öncülüğünü Rusya’nın, ekonomik öncülüğünü ise Çin’in yaptığı bu uluslararası örgütlenme 2000’lerde adım adım işbirliği tesis etti. Kısmen Batı hegemonyasındaki çatırdamanın tezahürü olduğuna şüphe yok. Ancak bugünden yarına “AB-NATO (ABD) bir yanda, ŞİÖ öte yanda” denilecek bir karşıtlık tesis etmek zor.
***
ŞİÖ’nün temeli, 1996’da Çin, Rusya, Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan tarafından atılmış Şanghay Beşlisi’ne dayanıyor. 2001’de ABD’de Bush yönetiminin ilk yıllarında Özbekistan’ı da katarak ŞİÖ’ye evrilen örgütlenmenin harcında “sınır güvenliği, ayrılıkçı ve aşırılıkçı yapılarla mücadele platformu” olmak var. Yani radikal İslamcı gruplara karşı... İlerleyen süreçte hedefler arasına ekonomi, bilim ve teknoloji, kültür ve eğitim, enerji işbirliği eklendi.