Bizim buralarda ‘Olmayacak duaya amin
denmez’ diye de ifade edilir. Artık ‘Arabistanlı
Donald’ lakaplı ABD Başkanı Donald Trump’ın,
Vahhabi/cihatçı Selefi ideolojinin menbaı Suudi Arabistan’a ballı
silah satışları yaptığı ziyaretinde, ‘Arap (Sünni) NATO’su
aşılama çabasının dumanı tüterken, Körfez’den başka dumanlar
yükseldi. Suudilerin ‘karanlık prensi’
Bandar’ın ifadesiyle ‘300 kişiyle bir TV
kanalından ibaret’ Katar şeyhliği
‘hackleniverdi’.
Kim yaptı, nasıl etti bilinmiyor. Lakin
Körfez’in ortaçağ kalıntısı şeyhliklerinden, bırakın NATO tipi
askeri birlikteliği, ‘bir cacık olmayacağını’ ortaya
serecek cinsten bir öykü.
***
Katar’ın canhıraş ‘sahte’
haykırışlarına yol açan komplo, Şeyh Tamim bin Hamad el
Thani’nin salı günü ABD ile ittifakın sembolü El Udeid
Üssü’ndeki askeri mezuniyet törenindeki mesajlarını konu alıyor.
Resmi haber ajansı QNA’ya yansıyan sözleri özetle şöyle:
Trump’ın ziyareti sırasında ülkesinin adil
olmayan bir kampanya ile karşılaştığını söyledi. Hamas ve
Hizbullah’ı ‘meşru direniş hareketleri’ diye niteledi,
“İhvan’ı onlar kara listeye koydular diye kimsenin Katar’ı
terörizmle suçlamaya hakkı yok” dedi. Katar’ın ABD ve İsrail
ile de İran ile iyi ilişkileri olduğunu savunup, “İran
görmezden gelinemeyecek bölgesel ve İslami bir gücü temsil ediyor.
Onunla karşı karşıya kalmak akıllıca değil. Bölge istikrarında
büyük bir güç” vurgusu yaptı. Trump’ın ABD’de Rusya
soruşturmasından sağ çıkamayabileceğine dikkat çekti. “Bazı
ülkelerin ‘İslamın hoşgörüsünü yansıtmayan aşırılıkçı
versiyonunu benimseyerek yarattığı terörizmden’ şikâyet edip
bölgede aşırı silahlanma yerine kalkınma ve yoksulluğa
odaklanılması gerektiğini vurguladı.”