Suriye faciasının birinci dereceden müsebbibleri olarak memleketi terör, kan ve şiddetin merkez üssü yapanlar, bir yandan da Türkiye’yi Ortadoğu ile Avrupa arasında “tampon bölge” kılmakla meşgul. “Şantaj” adı verilebilecek pek “insani” yöntemlerle…
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, 1 Kasım seçimleri öncesinde alelacele Ankara’ya gelecek olmasına şaşırmayın. Birilerine rağbet ettiğinden filan değil. 2. Dünya Savaşı’ndan beri görülmemiş bir sığınmacı akınıyla yüz yüze kalmış Avrupa’da ciddi panik var. 1 milyondan fazla sığınmacıyı kabul eden Merkel için, her üç Almandan birisi “istifa etsin” der oldu.
Avrupalı yeni gelenlere “misafirler” deyip sokaklarda sersefil kaderine terk etmenin sosyo-kültürel dokuya maliyetini düşünüyor elbette. Bizimkilerin “vicdansız, insafsız” diye atıp tuttuğu Avrupalılar için “sığınmacılık” dediğimiz, hakkı, hukuku içeren bir statü. Sığınmacıyı kayıt altına almak, iş bulmak, beslemek, eğitmek, sağlık hizmeti sunmak ve bunu da evrensel insan hakları uyarınca yasal çerçevede yapmak gerekiyor.