Suriye planları yolunda gitmeyen ABD öncülüğündeki cephe, savaşı Ortadoğu’ya genişletme hamleleri yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın kabinesindeki yeni ‘şahinler’ yerlerini ‘Suriye’den çekilmeyiz, İran’ı etkisizleştireceğiz’ diyerek aldılar. Trump, bir mucize olmazsa, 12 Mayıs’ta İran’la 2015’te imzalanmış nükleer anlaşmadan (Ortak Kapsamlı Eylem Planı-JPCOA) çekilmeye hazırlanıyor. Bu koşullarda ‘Bibi’ lakaplı İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun pazartesi günü ‘İran’ın nükleer arşivini’ yeniymiş gibi sunması doğrusu hiç şaşırtıcı olmadı.
***
Netanyahu, televizyondan yayımlanan ve
İngilizce yaptığı şovunda ‘İran yalan söyledi’ tezi
eşliğinde 110 bin kâğıt, uydu fotoğrafları, klasörler ve CD’leri
sundu. İsrailli yetkililere bakılırsa, Mossad geçen ocakta çok
gizli bir operasyonla Tahran’ın güneyindeki bir depoya girip
‘yarım tonu’ bulan belgeleri tereyağından kıl çeker misali
alıp aynı gece İsrail’e götürmüş.
Doğruysa istihbarat tarihine geçecek operasyon!
Yine doğruysa İranlılar en değerli gizli belgelerini bir depoya
tıkıp Mossad’ın almasını izleyecek denli aptal demektir!
***
Gel gör ki, Netanyahu’nun söz ettiği ve
İran’ın Bush yönetimi tarafından ‘şer
mihverine’ alınması sonrasında yaptığı ‘Amad planı da,
uranyum zenginleştirme çalışmaları ve modellemeler
de’ UAEK için yeni değil. Öyle ki kimi uzmanlar Mossad’ın
aslında 2015 anlaşması sürecinde İran’ın bizzat teslim ettiği ve
UAEK’nin dosyasını kapattığı belgeleri ‘hacklediğini’
söylüyor.
Dolayısıyla sunum, İsrail’in eski güvenlik
bürokrasisi dahil kimseyi ikna etmediği gibi, herkesin aklına
Netanyahu’nun 2002’de Irak’la ilgili yalanları ve 2012’de BM Genel
Kurulu’ndaki kartonlu şovu düştü.
UAEK 2016’dan beri 10 raporla İran’ın anlaşmaya
uyduğunu belirtmişken, İsrail’in Ortadoğu’nun nükleer silahlı tek
gücü olduğu herkesin malumu. Yine ortak görüş, JPCOA’nın zaten
İran’ın sağladığı ilerlemeler yüzünden yapıldığı. Anlaşmayı
yaptırımları kaldırma sürecine uymayıp bankacılık sisteminde
pürüzler çıkararak ihlal edense Trump yönetimi.
***