ABD başkanlık seçiminin ardından sıradışı bir döneme girdiğimiz kesin. Dünyanın süper gücü ‘düşüşe geçmiş’ görünürken; seçilmiş Başkanı Donald Trump ne yapacak, nasıl yapacaksa, salt Amerikalıların değil bizlerin de akıbetlerinde etkili olacak. Trump’ın vaatlerinden hareketle değerlendirmek kâfi değil. Koca Amerikan devleti ve iktidara gelen Cumhuriyetçi Parti’nin geleneksel refleksleri var. Bir de yeni başkanının yavaş yavaş beliren ekibi... İşimiz ‘papatya falı açmalık’!
***
Trump başkanlığı 20 Ocak 2017’de devralacak. Amerikan siyasi gelenekleri icabı o vakte kadar geçiş yönetimi var. Obama ‘topal ördek’ pozisyonundayken, Trump’a şimdiden en gizli devlet bilgileri brifinglerle sunulmakta. Bir yandan ekibini hazırlamakta.
***
Trump, kampanyasında ABD kurumsal yapısına meydan okumuş,
geleneksel siyasi elitleri kızdırmıştı. “Önce
Amerika” motto’suyla seçildikten sonra da geri basmış
görünmüyor. Geçen hafta ilk söyleşilerini verdiği WSJ gazetesi ve
60 Dakika programında tutumunu yineledi.
Yani; Rusya ile işbirliği kararlılığı, Ortadoğu’da IŞİD ve radikal
İslama odaklanma gereği, bu bağlamda Suriye
özelinde Esad yönetimiyle koordinasyona
kapı aralaması dikkat çekti. İran istisnai sayılsa da Trump, Obama
yönetiminin kotardığı tarihi nükleer anlaşmayı tümden çöpe atmaktan
söz etmiyor. Başka ülkelerde rejim değişikliklerine, “6
trilyon doları Ortadoğu’ya harcadık. Kendi ülkemizi
iki kez yeniden inşa ederdik” sözleriyle adeta kapıyı
kapattığını işittik.
Bunlar ABD’nin en az 30-40 senedir izlediği çizginin zıttı.
Amerikan kamoyunda anketler, militarizmden bezginliğe işaret
ederken, normal sayılmalı. Normal ama zıt çizgi izlemek mümkün
mü?
***
Trump’ın ekibi belirdikçe tablo bulanıyor. Eski BM
temsilcisi John Bolton, eski New York
Belediye Başkanı Rudy Giuliani’nin isimleri
dışişleri için geçiyor. Yine eski CIA direktörü Jomes
Woolsey ve eski ulusal güvenlik
danışmanı Stephen Hadley’den söz ediliyor.
Yani aslında Trump’ın gözünde pahalı savaşları
çıkartanlar.
Misal Bolton. “BM’nin 15. kattan yukarısına gerek
yok” sözü namlı. İran ile savaş için çok
uğraşıp Bush’un ikinci döneminde BM’ye
atanmıştı. Geçen sene bir yazısında Suriye ve Irak’ta IŞİD’i
yenmenin Esad ve İran’ı
güçlendireceğinden hareketle ‘Sünnistan’ devleti salık
verdi. Uluslararası tanınmışlık sahibi olacak bağımsız Kürdistan’a
destek gerektiğini söyledi.