BM Genel Kurulu vesilesiyle; ABD Başkanı Donald Trump’ın,
kendi halkına ‘Önce Amerika’ vaadi, dünya halklarına da salt yıkım
getirmiş liberal müdahaleciliği rafa kaldıracağı yalanlarını
salladığı yemin konuşması fiilen gömüldü. ‘Çılgın Donald’, BM
salonunda sadece Amerikan siyaset sınıfının entelektüel olarak en
dökülen yüzünü sergilemedi. Amerika’nın entelektüel siyaset
sınıfının azımsanmayacak bir kısmının benimsediği ‘rejim
değişikliği’ ve ‘şer ekseni’ tezlerini yeniden kuşandı.
Döndük George W. Bush yönetimine...
***
Neler dedi Trump? Dinlerken yüzümü buruşturduğum, kontrol için
baştan sona okurken acıma hissine kapıldığım konuşmada dünyaya
mealen şu tehdit ve şantajlar yer aldı:
♦ ABD’ye odaklanıyorum desem de benden korkun. Ordunun
bütçesini 700 milyar dolara çıkardım.
♦ Farklı olabilirsiniz ama biz ayrıcalıklıyız. Biz
Amerikalılar yaşam tarzımızı dayatmayız ama en özgür
biziz.
♦ Avrupa’nın kumsallarından, Ortadoğu’nun çölleri ve Asya’nın
balta girmemiş ormanlarına kadar her yerde biz öldük. Hepsi sizin
için fedakârlıktı. Sizin jandarmanız olmayan devam edeceğiz.
Bedavaya olmaz, bedelini ödeyeceksiniz.
***
Dünya liderlerine ‘kendisi gibi yapıp, kendi ülkelerinin
çıkarlarına öncelik vermeleri’ tavsiyesiyle karikatürleşen Trump’ın
asıl derdi, ‘haydut rejimler’ retoriğiydi. Kendi ‘şer ekseni’ni
sundu: Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti), İran ve
Venezüela.
♦ Trump, kendisiyle kıyaslanan Kuzey’in liderini ‘roket adam’
lakabıyla küçümsemeye çalıştı, dünyanın nükleer silah ve balistik
füzelerle tehdit edildiğini öne sürdü. “Onları yok etmekten başka
çaremiz kalmayacak” buyurarak ‘haritadan silme’ tehdidine
vardırdı.
♦ İran liderliği için, “Zengin bir tarihi olan varlıklı bir
ülkeyi ekonomik olarak tükenmiş haydut devlete dönüştürdüler”
iddiasında bulundu. Halefinin yaptığı nükleer anlaşmayı ‘utanç
verici’ diye anıp gömeceğini alenen ima etti.
♦ Kendi ‘şer ekseninde’ Irak’ın yerine Batı Yarıküre’deki
Venezüela’yı koydu. Sosyalizm deneyinin altı oymak için her tür
komployu yaptıkları bu ülkeye yönelik alenen rejim değişikliğini
andı. Çok anlarmış gibi “Venezüela’daki sorun sosyalizmin
uygulanmaması değil, bağlılıkla uygulanması” sözleriyle sığ laf
sokuşturmalara girişti. Yetinmedi, yarım yüzyıl baş edemeyip
sonunda Obama döneminde boyun eğdikleri Küba’ya sopa
salladı.
***