Suriyeli sığınmacılar “vicdan beyazlatmacılarının” yeni malzemesi kılındı. Artık moda olan, siyasi ve ideolojik hırslarıyla körükledikleri savaşın yerinden yurdundan ettiği mağdurları üzerinden prim toplarken, sorumluluğu “başkalarına” yıkmak. Buna çanak tutup duran Batılılara “müstahak” diyeceğim, lakin yandaşların ikiyüzlülüğü insana pes dedirtiyor. Özetle diyorlar ki, “Türkiye 2 milyon sığınmacıya şefkatle kucak açarken, Avrupa zulmediyor”...
***
Avrupa 2. Dünya Savaşı sonrası gördüğü en büyük sığınmacı
akınlarından biriyle karşı karşıya. Kuzey Afrika ve Asya’da İslam
coğrafyasındaki çatışmalar ve yoksulluktan kaçanlara Suriyeli
sığınmacılar eklendi.
Haftalardır Türkiye’nin açık sınır politikasıyla önce “toplayıp”
sonra sınırlarından “salıverdiği” Suriyelilerin akın ettiği
Balkanlar’dan dramatik görüntüler yansıyor.
Türkiye üzerinden kara ve deniz yoluyla yayılan sığınmacılar
Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Sırbistan üzerinden
Macaristan’a ulaşmaya çalışıyor. Zira burası Schengen Bölgesi’nin
girişi, sonrasında artık “sınır kalmıyor”. Ezici çoğunluğun
hedefi yıl sonuna dek 800 bin sığınmacı alacağını duyuran
Almanya.
Yunanistan Schengen’in dış sınırı. Türkiye’den sadece haziranda 50
bine yakın sığınmacı aktı. Bu rakam 2014’ün toplamından fazla.
Yunanlılar krizle cebelleşirken, seyahat belgesini verdikleri
sığınmacılar diğer ülkelere geçiyor. Sırbistan’a sekiz ayda 90 bin
insan girdi. Günde 2 bin insanın aktığı Makedonya, sınırında
olağanüstü hal ilan etti.