“Çılgın
Donald”, Suudi Arabistan kralıyla
telefonda “Ortadoğu’daki barışı” konuşmuş.
“İlginç şeyler olmaktaymış…” Körfez’de “İran
nüfuzu ve İhvan hesaplaşması” temalı Suudi-Katar
“it dalaşı” sürerken hakikaten de olmakta!
Riyad’da kral Abdullah’ın
ölümüyle gelen taht değişiminin ertesinde, Suudilerin 26 Mart
2015’te başlattığı vahşi savaş, sonunda Yemen’de korkunç bir kolera
salgınına sebebiyet verdi. Kızılhaç’a göre, iki ayda 1587’den fazla
Yemenli koleradan öldü, 262 bin 649 şüpheli vaka ortaya çıktı. Her
gün ortalama 5 bin yeni vakadan söz ediliyor. Rakamlar öyle sıra
dışı artıyor ki, BM, Yemen vakası için “dünyanın en feci
kolera salgını” tespiti yapıyor.
***
Kolera dediğimiz bir bakterinin sebep olduğu
bağırsak enfeksiyonuna bağlı hastalık. Temiz su kaynaklarının
olmadığı, hijyenden uzak ortamlarda yüksek düzeyde bulaşıcı. Hızla
tedavi edilmezse ölümcül.
Salgının sebebi malum. Suudi Arabistan;
Körfez’deki ortaklarına (BAE, Bahreyn, Kuveyt ve Katar) Mısır,
Ürdün, Sudan ve Fas gibi ülkeleri katıp kurduğu koalisyonla ve
elbette ABD ve Britanya’nın “paha biçilmez”
desteğiyle, Yemen’in altyapısını “kalbura çevirdi.”
Operasyon, görev süresi çoktan dolmuş gayri meşru Başkan
Mansur Hadi’ye direnen Zeydi
Husiler ve eski başkan Ali Abdullah Salih’in
koalisyonunu ezip, koltuğunu iade etmek şiarıyla başlatılmıştı.
Rezil oldular. Ama 27 ayda 100’den fazla hastaneyi, sığınmacı
kamplarını, gıda kamyonlarını, fabrikaları, yolları, tarım
alanlarını, okulları vurmakta pek başarı kaydettiler. Zaten savaş
öncesinde dünyanın en yoksullarından olan ülkede altyapı çöktü,
atıklar yiyecek ve sulara karıştı.
Lojistiği üstlenmiş Amerikalı “hedef
göstericiler” sağ olsun, BM rakamlarına göre, yarısı
koalisyonun bombalamalarından en az 13 bin insan öldü. On binlerce
yaralı var. Milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu. 20 milyonluk
nüfusun yarısının acil gıda, temiz su ve tıbbi yardıma ihtiyacı
var. Ve abluka koşullarında uluslararası yardımlar hak
getire!