“Felaket” diyor Kılıçdaroğlu; Maliye Bakanı Şimşek’in bütçeden araçlara harcanan parayı “çerez” diye niteleyişine.
“Ama bu tutar, bütçenin binde 7’siymiş?” diye hatırlatıyoruz.
“Binde 7 veya binde 1; hiç fark etmez. Bir Maliye Bakanı 17 milyon yoksulun bulunduğu, çocukların açlıktan öldüğü bir ülkede çerez parası tanımını kullanamaz.”
Sabah, seçim sohbeti için buluştuğumuz CHP lideri, bu değerlendirmeyi yaptığında, Maliye Bakanlığı’nın “çerez” açıklaması henüz ekranlara düşmemişti.
Bakanlığa göre “bütçeye yük getirmeyen” anlamında kullanılan bu kelimeyi, muhalefet bilinçli olarak çarpıtıyordu.
“Çerez” denilen 3.3 milyar TL’ye, 471 makam aracının da yer aldığı tüm kamu araçlarının, satın alınma, kiralanma, onarım giderleri de dahildi.
Ağızdan çıktığı anda ne yapılırsa yapılsın tevil edilemeyecek sözler vardır.
Maliye, yapılan yorumları ne kadar “hayret verici” bulursa bulsun, Şimşek’in “çerez”i işte böyle bir kavram olarak siyaset tarihine geçti bile.
Çünkü sorun aslında 3.3 milyar TL’nin, araçların tümünü kapsaması değil.
Bu tutarın, bütçe büyüklüğüne kıyasla, küçük bir orana karşılık geldiği doğrudur.
Sorun; elektriği, suyu, okulu olmayan Batman’ın Arıca’sından çıkıp Maliye Bakanlığı’na erişmiş bir ismin, halen 17 milyon yoksulun yaşadığı bir ülkede, Diyanet İşleri Başkanı’na (DİB) tahsis edilen zırhlı araç tartışmasını kapatmak için, bütçe ödeneğini hafife alan “üslup” seçmesi.