16 Nisan’ın üzerinden iki hafta geçmemişken “2019’a yönelik cumhurbaşkanı adayı kim olsun” sorusu “hayır” için özveriyle çalışmış, baskı altında büyük güçlükler yaşamış milyonlarca CHP seçmeni açısından en acil gündem mi?
Bu konuda yoğun bir merak gözlemlemiyoruz. OHAL kararnameleriyle TBMM’nin fonksiyonu yerle bir edilir, onlarca kanunda yüzlerce yaşamsal değişiklik yapılır, siyaset, hukuk, eğitim, savunma, iç güvenlik KHK’lerde yeniden dizayn edilir, gazeteci meslektaşlarımız, binlerce hâkim ve savcı henüz yargılama başlamadan aylardır cezaevinde tutulurken; üstüne üstlük CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “tanımıyoruz” açıklaması henüz belleklerde tazeyken bu yöndeki tartışmanın fazla erken olduğunu düşünen tek kişi ben olamam.
***
16 Nisan referandum sonuçlarının resmi ilanı, şeklen kanuni görünümü onu meşru kılmaya yetmiyor.
Referandum sonuçlarını veri kabul ederek yapılan bütün işlemler, YSK’nin, tam da sandıklar kapanırken kendi kanununu yok sayıp mühürsüz oyları geçerli sayması kadar geçerli ve meşrudur. Bu referandum, hayır oyu kullandığı ilan edilen 23 milyon 173 bin 124 kişinin gözünde, gönlünde ve aklında dürüst ve adil gerçekleşmemiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sevdiği deyimle, gönlünde taht kurulması başarılamayan vatandaş sayısı en az bu kadardır: 23 milyon 173 bin 124 kişi. Bu nedenle hiç kimse, ne bu sayıyı ne de referandumun hileli olduğu yönündeki yaygın ve derin kanaati hafife alabilir.
***