Çiğdem Toker Cumhuriyet Gazetesi

7 Haziran son serbest seçim miydi?

“Daha yapılmadan kazananı belli olan seçimlere meşruiyet kazandıran aktörlerolamayız. (...) Güçlü bir toplumsal muhalefet sergilenmezse, bundan sonra yapılacak hiçbir seçim serbest, adil ve...

30 Ağustos 2017 | 2.651 okunma

“Daha yapılmadan kazananı belli olan seçimlere meşruiyet kazandıran aktörlerolamayız. (...) Güçlü bir toplumsal muhalefet sergilenmezse, bundan sonra yapılacak hiçbir seçim serbest, adil ve eşit olmayacaktır.” 
Bu ifade -ve başlıktaki soruya ilham veren vurgu- bir anamuhalefet milletvekiline ait. 
Yer; CHP’in bayraksız amblemsiz düzenlediği Adalet Kurultayı. 
Eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yönettiği “Geçimde Adalet” başlıklı panelin konuşmacılarından Faik Öztrak’ın konuşması, içeriğindeki uyarılar ama daha çok somut öneriler nedeniyle, özel bir dikkati hak ediyor. 
Korkut Boratav, Abdüllatif Şener, Nesrin Nas, Faik Öztrak, İbrahim HalilSugözü, Mete Gündoğanın katıldığı panel, 2019’a hangi ortamda gittiğimize ayna tuttu. 
2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin, OHAL altında, “bu YSK” ile ne kadar adil ve eşit koşullarda gerçekleşebileceğini sorduğum dünkü yazı konusunun, ertesi gün de güçlü ifadelerle tartışılması ümitvardır.

Kötüye gidişi durdurmak
Şaibeli 16 Nisan referandumu, başlangıcı üç yıl öncesine dayanan anayasal düzen değişikliği derinleşti. Güçler ayrılığı, yasama, yürütme, yargı arasında, sembolik düzeyde bile olsa denge denetim mekanizması, kâğıt üzerinde bir miktar kalsa da fiilen, “kentsel dönüşüm” benzeri bir yıkıma uğratıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na özel görev vererek TBMM’deki milletvekillerinin dokunulmazlığını resmen ortadan kaldıran; MİT’i Cumhurbaşkanı’na bağlayan değişiklikler başta olmak üzere, sistemsel değişikler yapan 694 sayılı son OHAL KHK’siyle de otoriter tek adam rejimi kurumsallaşmıştır. 
Adalet Kurultayı kapsamındaki söz ettiğim panelde Öztrak, kötüye gidişin 7 Haziran seçim sonuçlarının iktidarın reddiyle başladığını vurguluyor. Kötüyegidişin durdurulması için sadece Meclis değil, meşru her alan ve mecranın sivil toplum kuruluşlarıyla oluşturulacak platformların kesintisiz olarak kullanılması gerektiğinin altını çiziyor. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma