Türkiye’de medya ve ifade özgürlüğü alanında yaşanan ağır hak ihlalleri, Avrupa Birliği (AB) bünyesi içinde, “doğru tavır” tartışması yarattı. Avrupa Komisyonu’nun medya ve ifade özgürlüğü konusunda bu yıl Brüksel’de üçüncüsü düzenlenen ve Türkiye ile Balkan ülkelerindeki gelişmeleri ele alan “SpeakUp” konferansı, Türkiye İlerleme Raporu konusunda sıcak tartışmaya sahne oldu. Avrupa Komisyonu binasındaki geniş katılımlı toplantıda, AB yöneticileri Türkiye’de medyaya dönük saldırıları sert bir dille eleştirirken öz eleştiri de yaptı.
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkan Yardımcısı Ulrike Lunacek, Türkiye’de medya alanındaki ağır saldırıların, adil bir seçim ortamını engellediğini söyleyerek, “İlerleme Raporu’nu seçimden sonra değil, önce açıklamalıydık. Göç konusunda krizimiz olsa da bu alandaki eleştirimiz öne geçmeliydi. Türkiye’de polisin muhalif TV ve gazeteyi basıp ardından propaganda yayınına başlaması çok ağır biçimde eleştirilmeli. Lütfen eleştirel olmayı sürdürelim. Aksi takdirde güvenilirliğimizi kaybederiz” diye konuştu.
Lunacek bu sözleri, SpeakUp3 konferansının açılış oturumunda ve Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn’ın yanında oturduğu bir sırada söyledi.
Hahn, açış konuşmasında AB’nin artık medya özgürlüğüyle ilgilenmediği gibi bir algı varsa bunun yanlış olduğunu söyleyerek, “Medya özgürlüğünün müzakere edilecek bir durumu yok. Çünkü medya özgürlüğü müzakerelerin kalbinde duruyor” dedi. Avrupa Komisyonu İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks Koza İpek grubuna yapılan baskın, Ahmet Hakan’a saldırı, Hürriyet gazetesi binasına saldırı ve Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni’nin tutuklanmasını tek tek sayarak, “Türkiye’de çok endişe verici olaylar oluyor” dedi.