Sadece ülkemizin geleceği için değil.
Yarım asırlık süreyi kapsayan üretim lisansı ve 22 milyar dolarlık
yatırım bedeline bakıldığında, Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nın
(NGS) Türkiye- Rusya ilişkisinde de bir numaralı konu olduğunu
söylemek yanlış olmaz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Akkuyu’da üretilecek elektriği
12.35 sent gibi, bugünkü fiyatlara bakıldığında astronomik bir
bedelle satın alacağını önceki yazıda anımsattık. (İlk iki reaktör
yüzde 70, üç ve dördüncü reaktörler yüzde 30. Ve her reaktör
devreye alındıktan sonra 15’er yıl.)
*** Bugün projeye dair bir başka
gelişmeden söz edeceğim. Ama öncesinde, temel atma ve inşaatına
başlama takvimi sık sık ötelenen Akkuyu NGS’nin, acil sorununun
finansman olduğunu vurgulamak gerekiyor.
Rosatom’un üstlendiği projenin yüzde 49’una, adeta doğrudan
görevlendirmeyle, üç Türk şirketinin ortak edilme girişimi de bu
ihtiyaçtan kaynaklanıyordu. (Bu oran, -dolayısıyla Türkiye’den bir
sermaye çıkacağı gerçeği- milletlerarası anlaşmaya 2010’da
konulmuş.)
Cengiz-Kolin-Kalyon (CKK) ortaklığı ile Rusya Federasyonu
Devleti’nin enerji şirketi Rosatom arasında geçen haziranda bir ön
protokol imzaladı. CKK’nin yüzde 49 ortaklığı, Türk tarafından 10
milyar dolarlık bir kaynağın finanse edileceği anlamına geliyor.
Bunun için nihai ortaklık sözleşmesinin imzalanması gerekiyor.
Geçen hazirandaki ön protokol sırasında asıl ortaklık sözleşmesinin
ekim-kasımda imzalanacağı söyleniyordu. İki şirket ayrıldı
mı?
Ancak bu arada çok da beklenmeyen bir gelişme olmuş. Akkuyu, devasa
ölçekte ve uzun vadeli bir yatırım malum. Rusya Federasyonu, üç
Türk şirketinin bu ortaklığa belli kriterler bakımından ne kadar
uygun olduğunu, sözgelimi d...