2041’e çeyrek yüzyıl varken, soruyu fantastik bulanlar çıkabilir. Ama soruya kaynaklık eden “AKP’nin ömrü” meselesine farklı saiklerle kafa yoranların sayısı sayılamayacak kadar çoktur. Dinci otoriterleşmenin nereye evrileceği, siyasetin dinamiklerinde nasıl bir kırılma olacağı, seçim gibi sorular; kendisini tebaa değil yurttaş hisseden, biadı reddeden, hukuk devletini dert eden herkesin zihnini fazlasıyla meşgul ediyor.
***
Yazının başlığındaki soru, bu büyük sorunun
altında yer alan
daha “mikro” bir
konuya dair. Tabii mikro dediysem
de “hafif” anlamında
değil. Bilakis torunlarımızın geleceğini gasp eden finansman/vade
yapısı ile bu yapının baş ağrıtıcı potansiyeli sebebiyle iri bir
konu.
“AKP 2041’e kalır
mı?” sorusu Hazine’nin şehir hastaneleri
için altına girdiği borç yükü nedeniyle önemli. Müteahhitlerin “ev sahibi”,
Sağlık Bakanlığı’nın da kiracı olduğu sözleşmeler aşağı yukarı bu
tarihlerde sona eriyor. (Ev sahibi ifadesi yanıltmasın. Aslında mal
sahibi devlet. Devlet, kendi arazisinde
kiracı.)
Sağlık Bakanlığı’nın 25 yıllık kira ödeme
yükümlülüğü altına girdiği şehir hastanelerinin sayısı şimdilik 30.
Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeli altındaki Yap-Kirala-Devret (YKD)
yöntemiyle yapılan şehir hastanelerinde, genelde 25 yıllık bir kira
sözleşmesinden söz ediliyor.
***