Ekranda televizyoncuya benzeyen kravatlı biri. Haber sunuyor, sabah yayını yapıyor. Afrin harekâtında sivillerin yaşamını yitirdiği iddialarına öfkelenmiş. “Sivil öldürecek olsak” diyor. “Sivil öldürecek olsak Cihangir’den başlarız, Nişantaşı, Etiler di mi yani, bir sürü hain var. Türkiye Büyük Millet Meclisi var” ifadelerini kullanıyor.
Kullandığı şahıs kipi, birinci çoğul şahıs. Gramer önemli.
“Biz” diyor. Sivil öldürecek olsak. Olsam değil. Başlarız diyor. Başlarım değil. Öldürmek fiiliyle birlikte kullandığı kim o “biz”? Hangi aidiyeti temsil ediyor? Bağlı bulunduğu, alenen insanları hedef göstermesiyle, gazetemize katliam tehdidiyle de maruf grup mu, yoksa Türk Silahlı Kuvvetleri adına mı?
Had bildiren bir ton, posta koyan sinirli jestler. Sanırsınız elinde suç işleme özgürlüğüne sahip olduğuna dair bir sertifika vardır. Semt isimleri, ölüm tehditleri canlı yayında arka arkaya. Bir hışım ki, TBMM bile nasibini alıyor.
Nişantaşı Cihangir obsesyonu
Nişantaşı ve Cihangir semtlerine yönelik bir obsesyon var belli ki. Süleymancıların yurdunda yanarak ölen kız çocuklarını “o senin sarıldığın Cumhuriyet yaktı. Nişantaşı’nda, Cihangir’de oturan beyaz Türkler yaktı” demişliği de var çünkü.
İstanbul milletvekili Barış Yarkadaş RTÜK’e şikâyette bulunuyor. Eren Erdem TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı göreve davet ediyor. Eren Erdem, Mersin milletvekili Aytuğ Atıcı, AKP milletvekillerine “Hanginiz ‘sivil öldürecek olsak, Cihangir, Etiler Nişantaşı’ndan başlarız’ demesini onaylıyorsunuz” diye soruyor. Bu satırlar yazılırken henüz iktidar...