Bir Saray projesi olarak tasarlanan dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair anayasa değişiklik teklifinin kaderi cuma günü kesinleşecek.
Hazırlanma maksadı aşikâr olduğu için, daha Anayasa Komisyonu aşamasında şiddet üretmeye başlayan bu teklifi, serinkanlı bir bakışla incelemenin zorunlu olduğunu düşünüyorum. O nedenle, ilk turu dün gerçekleşen teklif görüşmelerinin, anayasal dayanağı olan rapordan söz edeceğim.
Anayasa Komisyonu’nca hazırlanan bu teklifin genel gerekçesi, değerlendirmeler ve muhalefet şerhlerini içeren rapor, 46 sayfadan oluşuyor.
Meclis kayıtlarından ulaşılabilecek bu rapor, otoriter rejimlerin otoriterlik dozu derinleşirken parlamento ile hukukun nasıl araçsallaştırıldığını anlamak bakımından, fakültelerde ders olarak okutulabilecek bir içerik taşıyor.
***
İzleyenler anımsayacaktır; dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifi, komisyonda sadece iki oturum -o da kesintilerle- görüşülebildi. Anayasa Komisyonu’nda HDP’nin yokluğunda yapılan oylamada, dokunulmazlıkların kaldırılması, salonda bulunanların (CHP ve MHP’li üyeler) oybirliğiyle kabul edildi.
Çünkü HDP, AKP’li vekillerin bilinçli olarak yükselttiği gerilim sonucunda ortaya çıkan şiddetin sona ermeyeceğinin anlaşılması üzerine, komisyondan çekilmişti.
***
Anayasa Komisyonu raporunda, 28 Nisan ve 2 Mayıs tarihlerindeki iki oturumda yaşanan şiddet olayları ve tartışmalara dair hiçbir atıf, değerlendirme ve anımsatma yer almıyor.
Küçük ama önemli bir ayrıntı aktaralım: TBMM Genel Kurulu’na sunulmak üzere hazırlanan raporun sonuç bölümünde, komisyonun üç üyesi Prof. Mithat Sancar, Meral Danış Beştaş ve Erol Dora’nın isimlerinin altında ayrı ayrı “Son oylamada bulunamadı” ifadesi yer alıyor. Oysa her üç milletvekili de gece komisyondan bilinçli iradeleriyle ayrılmıştı.