Yıkımı restorasyon, kesimi budama kelimesiyle sunarak, gerçek
maksadı gizlemek; bunu yaparken de şirket/iktidar ortaklığının
çıkarlarını değil, kültürü ve doğayı düşünüyormuş gibi “rafine”
davranış tarzları geliştirmek, bu dönemin tescilli iki riyakârlığı
olarak kökleşiyor.
Neredeyse her gün, azgın rant iştahı ve onunla kol kola giren
yöneticilerin, aslına uygun restorasyon ve/veya budama yalanlarına
maruz kalıyoruz.
İki gün önce Bartın’ın güzelim Amasra’sında zeytin ağaçları sökülüp
kesildi.
Söküm sonrası zeytinlikte, özü capcanlı dalları kameraya gösteren
derin üzüntüyle sarsılmış kadınlar, devletin kendilerine sahip
çıkmasını istiyordu, feryat ede ede.
O kesim için yol verenlerin bizatihi devletin kurumları olduğunu
bilmeyişleri onların kusuru değil şüphesiz.
*** Hattat Holding’in Amasra’da
-yıllardır- kurmak istediği termik santralla ilgili bir gelişmeyi
geçenlerde paylaşmıştık.
19 Kasım 2017 tarihli yazımızda Bartın milletvekili Rıza
Yalçınkaya’nın TBMM Genel Kurulu’nda aktardığı bilgileri
anımsatalım.
TTK’ye bağlı Amasra B Sahası’nı 2005 yılında alan ve 20 yılda 56
milyon ton kömür çıkarma taahhüdüne karşın, bu taahhüde uymayan
firmadan söz ediyordu Yalçınkaya.
Amasra’nın Gömü ve Tarlaağzı köylerindeki yurttaşların taşınmazları
kamulaştırılmış, “mezarlığın dahi dahil olduğu” bu kamulaştırma
kamu yararı olduğu gerekçesiyle onaylanmıştı.
Yalçınkaya sordu: “Vatandaşın elinden taşınmazını almak kime
yarayacak? TTK’ye mi, yoksa termik santral kuracak firmaya mı?”
***...