İki bayramın iç içe geçtiği günden bütün okurlara iyi bayramlar.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Ramazan Bayramı arifesine rastladı. Bu denk gelişin yol açtığı, kişisel görünse de mesleğimizle ilgili çağrışım ve düşünceleri paylaşmak istiyorum.
35 yıldır gazeteciliğin içindeyim. Büyük kısmı, pazar günleri, dini ve milli bayramlarda çalışarak geçti.
Bayram tatillerinin tamamında izin yapmak nasıl bir şeydir, bildiğim söylenemez. Aynı şey, cumartesi, pazarı içine alan hafta sonu tatili için de geçerlidir. Pazar günü yazılan şu satırlar da böyle bir geleneğin ürünü.
Gazetecilik yıllarım, çoğunlukla kalabalık bürolarda geçti. Bayram tatilleri büro şefi tarafından -artık kaç günse- ikiye bölünür, çalışanların yarısı bir yarısında; diğer yarısı da öbür yarısında çalışırdı.
Bu durumun işin gereği olduğu söylenebilir. (Gazete, kalbi her an atmak zorunda olan canlı bir organizmadır çünkü.) Ancak haklılığı, gecenin gündüze karışmadığı, mesai kavramına saygı duyulduğu bir çalışma düzeniyle mümkündür.