Hazine, yılın ilk yedi ayında 98 milyar TL net borç aldı.
Oysa yasal borçlanma limiti 78.7 milyar TL’ydi. (Bütçe açık tahmini
kadar.)
Kanun, Hazine’ye şu imkanı tanıyor:
Eğer bütçe açığı tahminlerin üzerine çıkar da borçlanma yetmezse,
iki kez yüzde 5’lik ek hak veriyor. İlki otomatik. Ama ikinci için
Cumhurbaşkanı kararı gerekiyor.
İlk yüzde 5’lik hakka göre Hazine 82.6 milyar TL’ye kadar
borçlanabiliyor. Borçlanma 98 milyar TL’ye ulaştığına göre,
limit 11 milyar TL aşılmış.
İkinci ek borç için karar
var mı? Yok.
Bu hesapları bizim için yapan eski Hazine Müsteşar Yardımcısı
Hakan Özyıldız’ın önerisi şu:
“Geç kalınmakla beraber, yapılması gereken, acilen TBMM’yi
toplantıya çağırıp ek borçlanma yetkisi almak. Aksi halde bir
yandan Yüce Meclis’in ‘bütçe hakkı’ yok edilirken, diğer yandan
yasaya karşı işlem yapanların yasal sorumlulukları
olacaktır.”
EGEMENLİK KİMİN
Doğru olsa da öneri insanı acı acı gülümsetiyor. TBMM’den ek
borçlanma yetkisi almak gibi bir derdin olmadığı ortada. Geç
kalmak, iş işten geçtikten sonra yapmak ilgilisinin umurunda
değil.
Kaldı ki bu, TBMM iradesinin çiğnendiği sayısız örnekten sadece
biri.
Güçler ayrılığı ilkesi anlamsızlaşalı çok oldu.
★★★
Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı, egemenliğin yeni
mekanıdır. Bilen biliyor: Bir yerde yeni saraylar yaptırılıyorsa,
orada demokrasiden söz edilemez. Otoriter rejimlerin, monarşilerin,
krallıkların, şahlıkların mekanıdır çünkü saray. Bu hakikati ben
değil tarih söylüyor. O yüzden Cumhurbaşkanlığı, hiç alakası
olmadığı halde Saray’ı Külliye diye anıp öyle anılmasını telkin
ediyor.
Adli Yıl Açılış töreninin Saray’da yapılmasının Atatürk Orman
Çiftliği parseli üzerinde kurulu yeni egemenlik mekanını
pekiştirmek anlamına geleceği açıktır.
Adli Yıl açılış törenleri eskiden gerçekten Yargıtay’ın mütevazı
konferans salonunda yapılırdı. O küçük salonun günümüzde güvenlik,
kalabalık vs gibi nedenlerle ihtiyaca cevap vermeyeceği doğrudur.
Ama bu realite, törenin partili Cumhurbaşkanı mekanında yapılmasını
gerektirmiyor. Dolayısıyla Yargıtay’ın daveti protesto eden
baroları insafsızlıkla itham etmesinin anlaşılır bir yanı yok.
Baroları, tören sanki kendi salonunda yapılacak gibi davet eden
Yargıtay ile Cumhurbaşkanlığı’nı aynı ortak paydada buluşturan
ilginç ayrıntıyı hatırlatarak bitirelim:
Yargıtay’ın yapımı süren yeni binası ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı
(21/b ile) yapan müteahhit firma aynı: REC Uluslararası İnşaat ve
Yatırım.
Kanadalı maden şirketi Alamos Gold’un
Kirazlı’daki ağaç katliamına dönük tepkiler bayram tatiline rağmen
durmadı.
Madencilik verilerini konu alan bir internet sitesine rastladım:
Adı miningdataonline.com. Orada Alamos Gold’un Kanada’daki
faaliyetiyle ilgili sayfa çok çarpıcı.
Ontario bölgesinde Island Gold Mine adlı projenin künyesinde
madencilik tipi için “Underground” demişler. Yani
yer altı.
Kirazlı’nın halini gözünüzün önüne getirin. Türk hafriyat
taşeronların “sözleşmeli” işbirliğiyle yaptıkları
katliam sonrası güzelim doğa dımdızlak kalmış.
Soralım Bay McCluskey’ye:
“Ülkenizde ağaç imha ettiğiniz, YERÜSTÜ madencilik
yaptığınız bir Kanada dağı var mı?”