Çiğdem Toker Sözcü Gazetesi

Bir egemenlik mekanı olarak Saray

Hazine, yılın ilk yedi ayında 98 milyar TL net borç aldı. Oysa yasal borçlanma limiti 78.7 milyar TL’ydi. (Bütçe açık tahmini kadar.) Kanun, Hazine’ye şu imkanı tanıyor: Eğer bütçe...

19 Ağustos 2019 | 478 okunma

Hazine, yılın ilk yedi ayında 98 milyar TL net borç aldı.
Oysa yasal borçlanma limiti 78.7 milyar TL’ydi. (Bütçe açık tahmini kadar.)
Kanun, Hazine’ye şu imkanı tanıyor:
Eğer bütçe açığı tahminlerin üzerine çıkar da borçlanma yetmezse, iki kez yüzde 5’lik ek hak veriyor. İlki otomatik. Ama ikinci için Cumhurbaşkanı kararı gerekiyor.
İlk yüzde 5’lik hakka göre Hazine 82.6 milyar TL’ye kadar borçlanabiliyor. Borçlanma 98 milyar TL’ye ulaştığına göre, limit 11 milyar TL aşılmış.
İkinci ek borç için karar var mı? Yok.
Bu hesapları bizim için yapan eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız’ın önerisi şu:
“Geç kalınmakla beraber, yapılması gereken, acilen TBMM’yi toplantıya çağırıp ek borçlanma yetkisi almak. Aksi halde bir yandan Yüce Meclis’in ‘bütçe hakkı’ yok edilirken, diğer yandan yasaya karşı işlem yapanların yasal sorumlulukları olacaktır.”

EGEMENLİK KİMİN

Doğru olsa da öneri insanı acı acı gülümsetiyor. TBMM’den ek borçlanma yetkisi almak gibi bir derdin olmadığı ortada. Geç kalmak, iş işten geçtikten sonra yapmak ilgilisinin umurunda değil.
Kaldı ki bu, TBMM iradesinin çiğnendiği sayısız örnekten sadece biri.
Güçler ayrılığı ilkesi anlamsızlaşalı çok oldu.

★★★

Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı, egemenliğin yeni mekanıdır. Bilen biliyor: Bir yerde yeni saraylar yaptırılıyorsa, orada demokrasiden söz edilemez. Otoriter rejimlerin, monarşilerin, krallıkların, şahlıkların mekanıdır çünkü saray. Bu hakikati ben değil tarih söylüyor. O yüzden Cumhurbaşkanlığı, hiç alakası olmadığı halde Saray’ı Külliye diye anıp öyle anılmasını telkin ediyor.
Adli Yıl Açılış töreninin Saray’da yapılmasının Atatürk Orman Çiftliği parseli üzerinde kurulu yeni egemenlik mekanını pekiştirmek anlamına geleceği açıktır.
Adli Yıl açılış törenleri eskiden gerçekten Yargıtay’ın mütevazı konferans salonunda yapılırdı. O küçük salonun günümüzde güvenlik, kalabalık vs gibi nedenlerle ihtiyaca cevap vermeyeceği doğrudur. Ama bu realite, törenin partili Cumhurbaşkanı mekanında yapılmasını gerektirmiyor. Dolayısıyla Yargıtay’ın daveti protesto eden baroları insafsızlıkla itham etmesinin anlaşılır bir yanı yok.
Baroları, tören sanki kendi salonunda yapılacak gibi davet eden Yargıtay ile Cumhurbaşkanlığı’nı aynı ortak paydada buluşturan ilginç ayrıntıyı hatırlatarak bitirelim:
Yargıtay’ın yapımı süren yeni binası ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı (21/b ile) yapan müteahhit firma aynı: REC Uluslararası İnşaat ve Yatırım.

Kanadalı maden şirketi Alamos Gold’un Kirazlı’daki ağaç katliamına dönük tepkiler bayram tatiline rağmen durmadı.
Madencilik verilerini konu alan bir internet sitesine rastladım: Adı miningdataonline.com. Orada Alamos Gold’un Kanada’daki faaliyetiyle ilgili sayfa çok çarpıcı.
Ontario bölgesinde Island Gold Mine adlı projenin künyesinde madencilik tipi için “Underground” demişler. Yani yer altı.
Kirazlı’nın halini gözünüzün önüne getirin. Türk hafriyat taşeronların “sözleşmeli” işbirliğiyle yaptıkları katliam sonrası güzelim doğa dımdızlak kalmış.
Soralım Bay McCluskey’ye:
“Ülkenizde ağaç imha ettiğiniz, YERÜSTÜ madencilik yaptığınız bir Kanada dağı var mı?”

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma