Ülkenin batısında, ortasında, kuzeyinde yaşayanlar için Silvan
sanki başka bir diyarda.
“Huzur ve istikrar” arayışının tescillendiği ülkenin bu ilçesinde
oysa, tescilin üçüncü gününden beri sokağa çıkma yasağı
var.
Yasak yedinci güne ulaştığında ölenlerin sayısı yediyi
bulmuş.
Olur a, ülkenin batısında, ortasında, kuzeyinde, habere meraklı
milyonlar yaşıyor.
Dizayn ve gasp edilmiş mecralar “terör örgütüne operasyon”
diyor.
O kadar.
Ki, ölenler arasında sivil yurttaşlar olduğunu bilenlerin bir kısmı
dahi “Olsun” deyip devam ediyor içinden, “hak
etmişlerdir.”
Böyle düşünmese de “Çok uzak zaten” deyip geçiyor
kalanı.
Nasılsa bombalanan onun evi değil. Bakkala, sinemaya, AVM’ye
gidiyor.
Sokağında tank da yok.
Sonra adını öğrenemediğim Silvanlı gencin Türkçe altyazılı video
kaydı, yüzlerce sayfa akademik çalışmanın, onlarca köşe yazısının
anlatamayacağını otuz saniyede anlatıyor:
“Burada bir ağaç kadar değerimiz yok. İstanbul’da bir ağaç
kesmeye kalktılar herkestepki gösterdi. Bir haftadır abluka
altındayız.
Elektrik yok, ekmek yok, yiyecek yok...
Annelerimiz yemek yapmak için dışarıda ateş yaktıkları zaman
bombalamaya başlıyorlar.
Biz insan değil miyiz?”
O videoyu izleyip “Değilsin evet” diye diş gıcırdatacak yüz
binlerle aynı ülkede yaşıyoruz.