Birkaç haftadır biliyorduk: Davutoğlu, -Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yeni ifadesiyle- “Tayyip”in- başkanlık ihtirası konusunda, beklenen performansı sergileyemediği için tasfiye edilmişti. Bu tutkunun şiddetini görebilmek için, iki kavşağın dönülmesini beklemek gerekti: - Meclis’te dokunulmazlıkların kaldırılması oylaması (20 Mayıs), - AKP 2. Olağanüstü Kongresi- Binali Yıldırım’ın konuşması (22 Mayıs). Biri yasama, diğeri yürütmeyi ilgilendiren ve Davutoğlu’nun tasfiyesiyle iç içe ilerleyen iki agresif adım arasında, 48 saat olması rastlantı değil. Medyanın hali Bu kısacık süre, başkanlık ihtirasının, sürat telaşını yansıtıyor şüphesiz. Ek olarak, paramiliter güç kıvamına çoktan ulaşmış ana akım medya üzerinden, toplumu psikolojik kuşatma altına almaya yaradı. Dün haber kanalları gün boyunca, sunucularından seçilmiş konuklarına; her saat her dakika başkanlık sistemine ne kadar ihtiyacımız olduğu konusunda ikna etmeye çalıştılar toplumu. (İktidar diliyle “milleti”.) Sürdürdüğünüz gündelik hayat içinde, aslında zerrece yeri olmayacak bir ürüne ihtiyaç yaratıp satış hedefleyen reklam jeneriklerinden farksızdı canlı yayınların çoğu. Zorlama heyecan ve sahte neşelerle sanki başka bir dünya imkânsızmış gibi tasarlanıp sunulan rıza üretme yayınlarının ardında; korku, baskı ve çok kademeli dünyevi çıkarlar olduğunu ise bilen biliyor.