“Yazıp yazıp silmek” deyimine
rastlamışsınızdır. Sosyal medya kullanımıyla yaygınlaştı. Eski
zamanların “lafı dokuz boğumdan geçirmek” deyimi gibi. “Yazıp yazıp
silmek” dediğinde sarsıntı yaratan, ağır haksızlık hissi veren
durumlarda, diline, kalemine gelen ilk sözcükleri hemen
kullanmadan, kendine “bir dur” demiş oluyor insan. Maksadı aşmamak,
bilmeyerek hata yapmamayı amaçlıyor.
Etkisi kitlesel nitelikteki yanlışlık ve haksızlıklarda daha uygun,
ölçülü kelimeler aranıyor ki, hem sorun üretmesin, hem kimseyi
incitmesin, aynı anda da meram anlatabilsin. Çetin bir denge
anlayacağınız.
***
Böylesi bir giriş yapmamın nedeni anayasa paketi konusunda CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı
açıklama.
Paket TBMM’de görüşülürken dayatmalara, angaryalara itiraz eden
CHP’li vekilleri hastanelik edecek ölçüde zorba, gayri hukuki
yöntemlerle “geçirilen” anayasa paketi için Anayasa Mahkemesi’ne
(AYM) “gitmeyeceğiz” demesi. Bu tercihiyle CHP, anayasanın kurumsal
olarak sadece ve sadece kendisine sağladığı bir anayasal haktan
“merkezi” bir kararla vazgeçmiş oluyor.
Süreçle ilgili bir gazeteci olarak aklımdaki soruları
aktarıyorum:
- CHP yönetimi, bu tercihi 12 milyon seçmeni ve seçmeni olmasa bile
CHP’nin Türkiye için taşıdığı yaşamsal önemi bilen insanların
benimsediğini mi düşünüyor?
- Yoksa CHP yönetimi, iktidarı ölümüne destekleyen ve CHP ne
yaparsa yapsın, ne kadar “ılımlı ve dengeci” görünürse görünsün,
kesinlikle oy vermeyecek kitlelerin CHP’ye bakışını, kendi
tabanından daha mı çok önemsiyor?
- İktidar kadrolarının, -hiçbir sürpriz etkisi yaratmaması gereken-
olası aleyhte propagandaları CHP için ürkütücü mü geliyor? CHP
yönetimi, “evet” cephesinin, “Gördünüz mü demek ki bu paket
anayasaya aykırı değilmiş” argümanını zevkle kullanmayacağı
kanısında mı?
- Hepsine ek olarak AYM’nin mevcut kompozisyonunun, böyle bir
başvuruda iptal kararı verme olasılığının sıfır olduğunu düşünüp,
olası “ret” kararının, algı bakımından sorun mu yaratacağını
düşünüyor?.
***
Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı gerekçeye bakalım:
“AYM’ye gitme yolu açık ama sorun bir hukuk sorunu
değil. Halkın konuya el koyup kesin bir şekilde çözmesidir.
Amasya Tamimi’nde denildiği gibi, milleti azim ve
kararlılığı kurtaracaktır. Sandıkta kararınverileceği 60 günü
milletin hakemliğine emanet edeceğiz. Asıl Yüce Divan
halkın divanıdır, milletin divanıdır. Bunun için Anayasa
Mahkemesi’ne gitmeyeceğiz. Son söz Yüce Divan değil, milletin
divanıdır.”