İki gün önce yayımlanan “Soma, Tütün ve Yeniden Derviş” başlıklı yazıma, Sayın Kemal Derviş’ten e-posta yoluyla yanıt geldi.
“Tütün” eleştirime çok üzüldüğünü belirten Derviş’in iletisi, -gazeteciliğimle ilgili olumlu birkaç sözcük dışında- özel bir unsur içermiyor.
Aksine, genişleyeceği anlaşılan bu tartışmaya, yeni boyutlar katacak ve haber değeri olan önemli unsurlar taşıyor.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, yazıma atfen yaptığı yazılı açıklamasında; “CHP’ye oy verme eğiliminde olan yurttaşlarımız, ekonomi politikasının, şimdiden Kemal Derviş’e ya da bu ekole teslim edileceğinin kaygısı içindedirler. Bu kaygı, ciddi tereddütlere yol açmaktadır” diyor.
Bu nedenle, Türkiye’ye davet edildiği 2001 krizi sürecindeki önemli eşikler ile sosyal demokrasinin ekonomi anlayışına dair görüşlerin yer aldığı e-postayı aynen yayımlamak gerektiğini düşündüm. Bunun için de iznini sordum.
Olumlu yanıt veren Derviş, cevabi iletisine şu önemli satırları ekledi:
“Soma faciası hepimizin yüreğini parçaladı. Sebebi, sanıyorum, 14 yıl önceki Tütün Yasası değil, bugünkü sorumsuz denetimsizlik ve taraflı kamu yönetimidir.”
Kemal Derviş’in mektubunu yorum yapmaksızın paylaşıyorum:
Yabancı şirketlere söz vermedik
“2001’de büyük kriz yaşayan, sadece yabancılara değil, kendi vatandaşlarına da yükümlülüklerini yerine getiremeyen, dış sermayeye ben gelmeden çok önce aşırı derecede bağlanmış bir Türkiye; ürettiği malı satamayıp kısmen yakmak lüksüne sahip değildi. Bugün de değil.