Farklı bir vesileyle yazdım daha önce. Tekrarında zarar yok:
İçinde “bazı” kelimesi geçen bir kanun düzenlemesi duyarsanız korkun.
İçinde “bazı” kelimesi geçen kanun düzenlemeleri “torba”dır.
Bu torbalar da genellikle, AKP’ye biat etmemişlerin yaşam alanını daraltan, buna karşın, başta seçilmiş müteahhitler olmak üzere iktidar gücüyle dağıtılan bütçe kaynaklarıyla hayat bulmuş bazı kesimleri daha da palazlandıracak maddelerle doldurulmuştur. Palazlandırma, ömür uzunluğu için önemli malum.
Sırf prosedüre uygun olsun diye bir kanun teklifi gibi getirilen, sırf prosedüre uygun olsun diye altında konularla ilgili meslekten gelen iktidar vekillerinin imzaları bulunan bu “bazı”lardan sonuncusu Meclis’te.
Hep aynı yöntemi izliyor iktidar.
Toplumsal bir sorunla ilgili sarsıcı bir olay yaşandığında, hemen çıkıp sorunu çözecek bir düzenleme yapılacağı sözü veriliyor. Üç beş haftaya öyle bir “torba” geliyor ki, asıl derdi çözecek doğru düzgün bir madde olmadığı gibi, farklı çıkar gruplarına hitap eden ilgisiz onlarca maddeyle doldurulmuş.
5. MADDE’DEKİ ADALET (!)
Bugün gündemde olan son “torba” da benzer bir hikayeyle vücut buldu. Psikiyatr hekim Fikret Hacıosman’ın 2 Ekim’de görevinin başında hasta şiddetine maruz kalarak öldürülmesi üzerine, sağlıkta şiddeti önlemeye dönük yasa diye gündeme geldi.
Güya sağlıkta şiddete deva olacaktı. Deva diye çıka çıka, mevcut ceza mevzuatına göre zaten izlenmesi gereken adli yol yöntemin tekrarı çıktı. Buna karşın, dünyanın en zor eğitimlerinden birini alan, insan yaşamına adanmış bir mesleğin mensuplarını yaşarken “öldürmek” üzere yazılmış bir madde konuldu.
5. maddesi sadece Anayasa, hukuka değil, vicdana ve insanlık değerlerine aykırı.
Haklarında meslekleriyle ilgili ceza içeren bir mahkeme kararı bulunmayan, ihraç edilmiş, kamu görevine alınmayan d...