Eylülde okullar açılıyor. Yeni öğretim
döneminde Ensar Vakfı okullarda daha etkin olacak. Milli Eğitim
Bakanlığı’nın (MEB) yenilediği protokole göre Ensar, ülke genelinde
ortaokul ve liselerde kültürel, sportif kurslar
açabilecek.
Ensar, “kamuya
yararlı” bir vakıf. Bundan beş yıl önce
vergi muafiyeti kazanmış. Ona “kamuya
yararlı” vakıf statüsü kazandıran Bakanlar
Kurulu kararının altında, dönemin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün,
başbakanı Tayyip Erdoğan’ın
imzaları var. Vakfın, ekonomik aktörlerle bağlarının güçlenmesi de
zaten bu statüden sonra yoğunlaşıyor.
Kamuya yararlı vakıf olmanın iki önemli
avantajı mevcut: İzin almadan yardım toplayabiliyor. Damga vergisi,
KDV istisnasi, veraset ve intikal vergisi, mülkiyetindeki
gayrimenkullerin emlak vergisi gibi muafiyetleri
var.
Ne var ki, Ensar bu önemli mali ve ekonomik
ayrıcalıklarına rağmen vergilerimizden pay alacak gibi görünüyor.
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün Ensar Vakfı ile
imzaladığı protokole göre, Vakıf’tan gelen öğretmen, eğiticilerin
ücreti bakanlıkça ödenenecek.
Yani Milli Eğitim bütçesinden. Hepimizden
toplanan vergilerle hazırlanan bütçeden sicilinde -bizim
bildiğimiz- üç şubesinde gerçekleşip mahkûmiyetle sonuçlanan çocuk
tacizi bulunan bir vakfa kaynak aktarılacak yani.
Gücün kötüye
kullanımı
Bir önceki yazıda, nasıl Ensar’ın okullarda
kurs verecek olmasının, çocuklarımızı korumamız gereken bir durum
olduğu görüşünü paylaştıysam, bugün de bu protokolün dayatma olduğu
görüşünü kayda düşüyorum. Ensar öğretmenlerine Milli Eğitim
bütçesinden ödeme yapılacak olması kamu gücünün kötüye
kullanımıdır.