CHP’nin 36. kurultayı Türkiye’nin çok zor bir kavşakta olduğu döneme rastlıyor. “Adalet ve Cesaret” adı verilen kurultay için dün salonun yolunu tutarken bu ismin çağrışımıyla, CHP’nin yakın geçmişteki iki temel yanlışını düşündüm:
- Dokunulmazlıkların kaldırılması planına “Anayasaya aykırı ama evet” diyerek, AKP’nin yanında yer almak.
- YSK’nin mühürsüz oyları geçerli sayan skandal kararına karşı çığ gibi büyüyen milyonların meşru itirazını 16 Nisan akşamı YSK’ye giderek dile getirmemek.
Her iki tutumun da AKP lehine, hukuk devleti aleyhine domino etkisi yaratarak, rejimin otoriter/ dinci karakterine hayat öpücüğü olduğunu düşünen tek kişi ben değilim.
Genel başkanlık yarışına giren Muharrem İnce’nin, “dokunulmazlıklar”a dair sözleri, hem eleştiri hem de özeleştiri niteliği dolayısıyla önemliydi.