Meğer Ensar Vakfı, sadece ortaokul ve liselere değil, yaygın eğitime, yani Halk Eğitim Merkezleri’ne de (HEM) giriyormuş.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Ensar ile imzaladığı son protokol, bu vakfı ülke genelindeki 1000’e yakın HEM’de kurslar düzenleme hakkı veriyor.
Çok daha önemlisi ise kendi müfredatını oluşturmasına kapı açıyor.
Ensar, MEB’i arkasına alarak milyonlarca yetişkin insana, üniversiteye giriş kursundan, din adamlığı kursuna kadar değişen çeşitlikte programlar verebilecek.
MEB verilerine göre Türkiye genelinde 986 HEM buluyor. Merkezlerde 3 milyon 400 bin civarında erkek, yaklaşık 4 milyon da kadın kursiyer eğitim gördü.
Bakanlığın Ensar ile geçen ay imzaladığı protokolde “amaç” başlıklı birinci maddenin oldukça geniş kapsamlı düzenlendiği görülüyor.
Madde şöyle:
“Bu protokolün amacı, Milli Eğitim
Bakanlığı ile Ensar Vakfı işbirliğinde yaygın eğitim kurumlarındaki
kursiyer ve eğiticileri ile örgün eğitimdeki öğrenci ve
öğretmenlere yönelik sosyal, sanatsal, kültürel, sportif, bilimsel,
teknolojik etkinlikler ile ilgili seminerler düzenlemek; proje
çalışmaları, yarışmalar ile mesleki ve teknik kurslar
düzenlemektir.”
‘Açık olmak’ nereye
kadar?
Hem bakanlık hem de bakanlık bünyesindeki Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, (HBÖGM) Ensar için bir dizi yükümlülük altına giriyor. Bu yükümlülüklerin ilki, protokolü duyurmak üzere valiliklere, il milli eğitim müdürlüklerine bildirimde bulunma.
Ancak yaygın eğitim alanındaki gericileşmeyi derinleştirecek asıl dikkat çeken “yükümlülük” ile Ensar’a “uçsuz bucaksız” denecek bir inisiyatif tanınıyor. Bakanlığın yetki ve sorumluluk alanında olması gereken müfredat, neredeyse “anahtar teslim” denecek tarzda vakfa bırakılıyor.