Doların hızlı yükselişi ekonomide kalıcı tahribata yol açıyor.
Büyüyen tehlikeye karşı, iktidar çevreleri parlak bir çözüm
buldu:
Vatandaş dolar bozdur, dolar yak.
Vergilerinin nasıl harcandığıyla zerrece ilgilenmeyen kitlelerin,
vatanseverlik ile döviz bozdurma arasında bağ kurmasına dair
söylenecek birçok şey olabilir.
Bugün onlardan birine, 2016 bütçe görüşmelerinden güncel bir
anekdota yer verelim.
***
G20 zirvesinin bir yıl önce Antalya’da toplandığını
anımsarsınız.
Türkiye ev sahipliğindeki 2015 zirvesine, dünyanın en büyük 20
ekonomisini oluşturan ülkelerin devlet ve hükümet başkanları
katılmış, hatta Suudi Kralı, Halkbank’ın (işletmenin kredi batağına
saplanması nedeniyle) satın aldığı Mardan Palace’ı kapatarak 18
milyon dolar ödemişti.
G20 öncesinde, devletin zirveye yapacağı harcamalar için bir torba
kanuna özel madde kondu. Buna göre ihaleler Kamu İhale Kanunu
dışına çıkarılmış, kurumlara doğrudan alım yapma yetkisi
tanınmıştı.
563 milyon TL’lik fatura
Tam bir yıl sonra, o harcamaların bilançosu ortaya çıktı.
Harcamalardaki abartı bir yana, kurumların hesapları arasında büyük
bir fark düşündürücü.
Konu, geçen cuma TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasında gündeme
geldi.
G20 harcamalarının boyutları ve bilanço farkı CHP
milletvekili Bülent Kuşoğlu ile Maliye
Bakanı Naci Ağbal arasında hararetli
diyaloglara sahne oldu.
Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, üç gün süren G20 Zirvesi’nin
bütçeye maliyeti 563 milyon TL’ydi.
Kuşoğlu, bunun “anormal bir rakam” olduğunu söylüyor ve
şu hesapla açıyor:
“Yani 1.000 dolarlık odalarda kalsalar üç gün, 1000 kişi kalsa 3
milyon dolar yapar, 5’le çarpın 10 milyon dolar yapar. 20 milyon
dolar olsun. 563 milyon lira, 200 milyon dolara yakın. Böyle bir
maliyet olabilir mi?”
Dışişleri Bakanlığı’nın bunun cevabını veremediğini söyleyen
Kuşoğlu, Maliye Bakanı’ndan açıklama istiyor.
Bakan Ağbal, G20 harcamalarının kendi bakanlığından aktarılan
kaynaklarla yapıldığını belirtiyor. Fakat toplam harcamanın 409
milyon milyon TL olduğunu söylüyor.