Çiğdem Toker Cumhuriyet Gazetesi

Gazeteciliğin onurlu portreleri

Mecaz, deyim falan değil, gerçeğin ta kendisi: Murat (Sabuncu) haberle yatıp kalkar. İyi habercilik ile vefa duygusu, onda etkileyici bir terkiple iç içedir. Ona son mesajım ne tuhaf bir önseziymiş. Geçen haftaki...

06 Kasım 2016 | 117 okunma

Mecaz, deyim falan değil, gerçeğin ta kendisi: Murat (Sabuncu) haberle yatıp kalkar.
İyi habercilik ile vefa duygusu, onda etkileyici bir terkiple iç içedir.
Ona son mesajım ne tuhaf bir önseziymiş. Geçen haftaki pazar yazısını tamamlayıp göndermiştim.
Murat da hiç ıskalamadığı “eline sağlık” telefonunu etmiş.
Bir ara nereden estiyse artık, “Ne kadar çetin bir dönemde gazete yapıp yönettiğinizin farkındayım” diye yazdım.
Yanıt şöyleydi: “Bütün derdimiz çocuklarımızın başının dik gezmesi dostum. Bir eksik eleştiri olursa çekinme lütfen.”

***

Güray Abi (Öz) gazetede komşum.
Odaları kalın camdan bir panel ayırıyor.
Büromuz buraya taşınırken hissettim.
Onunla komşuluk, yazılarındaki damıtılmış, bilge üsluba yaklaşmak demek olacaktı.
Henüz doğru dürüst yerleşmemişken; ilk günden başını uzattı.
İzlediği TV’nin, çalışmama engel olup olmadığını sordu.
Zarif bir sükûnetle.

***

Musa Kart’ın iletişim biçimi, çizgisine doğrudan yansımıştır:
Cömert, canlı, bir o kadar da güçlü.
Özeti şudur ki; onun çizgileri, kendisine bakanla doğrudan ilişki kurar.
Bir anda canlanıp sayfadan fırlayacak duygusu bırakacak kadar.
Bir çizerin tutuklanması yeterince sürreel bir durum da.
Yine de bir soru eşlik etmekte:
Bu kadar canlı durmasa, doğrudan bakmasa bu sürreel durum gerçekleşir miydi?
Kim bilir.

***

Dış politika yazıları, olabilecek en doğru zaman kesitinde yön çiziyordu.
Son haftalarda eklenen yeni görevi, yayın danışmanlığı tam fark yaratmaya başlamıştı ki.
Mesleğimizin uluslararası alanda da saygın isminin başına, düşünülüp taşınılsa zor bulunacak hayli tuhaf bir şey geldi.
Kadri Gürsel, çok yıllar önce kendisini kaçırıp rehin almış terör örgütü PKK’ye üye olmamakla birlikte müzahir olmakla suçlandı.
Buna en çok yeminli düşmanları sevindi.
Karmaşık bir alanı sözcükleriyle berraklaştırmasına hiddetlenenler.

***

Aradığım vakit, telefonu “En sevdiğimiz müvekkilemiz, buyrun” diye açardı.
Bu esprili hitabı, kalın ve ciddi bir ses tonundan duymak, beni güldürürdü.
Fatih Belediyesi’nin imar kararı aldığı ortaklığı yazdım diye hapis cezasıyla yargılandım

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma