AKP, bu yılın başında TBMM’ye bir torba kanun teklifi hazırlayıp getirdi. “Torba”nın içine değişiklik yapılmak üzere atılmış yasalardan biri de Merkez Bankası Kanunu’ydu. Çok tartışılacak bir madde eklenmişti yasaya. Bizim Merkez Bankası’nda hesap açtırmış yabancı ülkelerin merkez bankalarına ait para, alacak, mal, hak ve varlıklara haciz yasağı getiriliyordu.
Değişikliğin gerekçesi, en az kendisi kadar dikkate değerdi. Buna göre, bizim Merkez Bankası’ndaki, yabancı merkez bankalarının para ve varlıklarına haciz yasağı getirilmesinin nedeni, “Merkez bankaları arasında kurulan ilişkilerin işin gerektirdiği diplomatik hassasiyet ve ekonomik güven temelinde yürütülmesini” sağlamak içindi. Akıllara “Bir güven eksikliği mi vardı, varsa nedendi?” soruları gelirken, konuya aşina olanlar, Katar başta olmak üzere yapılan swap anlaşmalarını hatırladı.
Hani Merkez Bankası rezervlerini siyaseten dolu göstermenin yoluna dönüşen “swap.” Tarihinde görülmemiş biçimde ihtiyat akçesini harcamak durumunda kalan, rezervleri eriyen Merkez Bankası, iki ülkenin kendi para birimleriyle borç takası yapması anlamına gelen...