Hepimizin, tanımaktan dolayı kendisini talihli saydığı insanlar
vardır. Halit Çelenk, benim için öyle isimlerden biri.
Adaletsizliğe karşı adanmış bir yaşamın simge hukukçusu Halit
Çelenk ile genç bir adliye muhabiriyken tanışmıştım.
Onun, bakışlarındaki derin hüzne eşlik eden nezaketi, bitmeyen
insan sevgisi bugün gibi hatırımda.
Yıllar sonra -adına üçüncüsü düzenlenen- Halit Çelenk 2017 Hukuk
Ödülü törenini izlemek, o salondaki herkes gibi benim için de
heyecan vericiydi.
Halit Çelenk adına düzenlenen ödül, “hukuk mücadelesi ve eserleri
doğrultusunda toplumsal ilişkiler ile hukuk arasındaki bağlantı
kuran yayın, tez veya diğer eserlerin
üretilmesini teşvik etmek amacıyla” veriliyor.
Türkiye Barolar Birliği salonundaki törende, geçmişe ibretlik bir
yolculuk yapmakla kalmadık. İnsanlık mücadelesiyle dünden yarına
ışık tutan Çelenk’in adına yaraşır çalışmalara, o çalışmaların
üretken heyecanına tanıklık ettik. Kısa süre önce bileklerine
kelepçe takılarak tutuklanmış genç piyanist DenginCeyhan’ın
etkileyici performansını izledik.
‘Ahmet Şık’a adıyorum’
Birincilik ödülü Fatih Yaşlı ile Süreyya Algül arasında
paylaştırıldı.
“Türkçü Faşizmden ‘Türkİslam’ Ülküsüne” konulu eseriyle ödüle değer
bulunan Yaşlı, heykelciği “yaşayan efsane” Prof. Korkut Boratav’ın
elinden aldı. Bir metne imza attıkları için akademiden
uzaklaştırılan meslektaşlarına dayanışma duygularını iletti. 128
gündür tutuklu sevgili Ahmet Şık’ı andı Fatih Yaşlı ve dedi ki:
“Son 10 yılda yaşadıklarımızla, içinden geçtiğimiz dönemin simgesi
olmuş bir isim var. Ona da buradan selamlarımı gönderiyorum.
Silivri Cezaevi’nde yatanAhmet Şık’a. Ondan izin almadım. Ama bu
ödülü onun adına da aldığımı varsayıyorum. Bu ödülü ona
adıyorum.”
Gecenin final konuşmasını yapan yazar-çevirmen Serpil Güvenç (Halit
Çelenk’in kızı) dedi ki:
“Hiç de karamsar değilim. Kimse olmasın. Burada dışarıda aydınlık
var. Neden mi? Bize ısrarla giydirilmeye çalışılan bir gömlek var.
Ve biz o gömleği öyle ya da böyle giymiyoruz işte. Aydınlık bu
değil midir?
” İstifa haysiyettir