İDO A.Ş.’nin (İstanbul Deniz Otobüsleri) iç hat seferlerini
zarar ettiği gerekçesiyle durdurması soğuk duş etkisi yarattı.
Olay, denizde toplu taşıma yaparak kamu hizmeti veren İDO’nun
2011’de özelleştirilmesini yeniden tartışmaya açtı.
İBB, 861 milyon dolar karşılığında Tepe-Akfen-Souter-Sera
ortaklığına devrettiği ve gelinen noktada gelir kaybına uğradığı
konuşuluyor. İDO’nun bu hafta kamuoyuna ayrıntılı açıklama
yapmasının beklendiğini dün Hürriyet’te Jale Özgentürk yazdı.
Bakalım gelir kayıplarının gerçek nedeninin AKP’nin merkezi ya da
yerel yönetim kaynaklı uygulamaları olduğunu nasıl
açıklayacaklar?
Bu arada İstanbul halkını ilgilendiren somut bir bilgiye
ulaştım.
HER BİRİ 2 MİLYON DOLAR
İDO’nun durdurduğu hatlarda sefer yapan üç gemi satışa
çıkarılmış.
İhaleyle falan değil.
Gemi alım-satım ilanlarının yayımlandığı internet sitesi
www.nautisnp.com’da.
Oruç Reis, Kaptan Paşa, Seydi Ali Reis isimli
yüksek hızlı hafif yolcu gemilerinin satış ilanları fotoğraflarıyla
birlikte alt alta duruyor sitede.
Gemilerin her birine 2’şer milyon dolar isteniyor. Üç geminin ortak
özelliği 1997 yılında Norveç’te inşa edilmesi. Üçü de TBMM Başkanı
Binali Yıldırım’ın, İDO Genel Müdürlüğü sırasında hizmete
girmiş.
İDO, 2011’de özelleştirilirken mülkiyetin İBB’de kaldığı
açıklanmıştı.
“O halde bu gemileri kim satışa çıkardı, geliri kimin
olacak?” sorusunu sorabiliriz.
İDO’nun bu hafta yapacağı açıklama ne olursa olsun kesin görünen
şu:
İBB’nin hesapları tutmamış toplum aleyhine sonuç doğurmuştur.
Unutmadan: İBB bu özelleştirme geliriyle metro hatları
yapacaktı…