Sekiz yıl önce bir basın toplantısı.
Dönemin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali
Babacan, hükümetin ekonomi alanında gösterdiği başarıları,
mali disiplini, faizlerin düşmesini, başlık başlık
anlatıyor.
Özeleştiri yaptığı tek bir rezervi var: İstihdam.
Babacan, Türkiye’de her yıl yaklaşık 500 bin kişinin işgücüne
katıldığını, ancak yaratılan istihdamın, talep karşısında yetersiz
kaldığını vurguluyor.
Babacan bugün bakan değil. O gün yüzde 9’lar düzeyinde olan
işsizlik 11.3’e yükseldi.
TÜİK’in son verilerine göre 2016 Ağustos döneminde işsiz sayısı
geçen yılın aynı dönemine göre 435 bin kişi arttı. 3 milyon 493 bin
kişiye ulaştı.
Son yedi yılın en yüksek üretim daralmasını yaşadığımız bu dönemde
tarım dışı işsizlik ise yüzde 13.7’ye ulaştı.
İş bulma ümidini kaybedenler de eklendiğinde gerçek işsiz sayısının
6 milyon, gerçek işsizlik oranı ise yüzde 19.4 olduğunu iktisat
profesörü CHP sözcüsü SelinSayek
Böke açıkladı.
***
Bütçe tarafına bakalım.
Ekim ayı rakamları açıklandı. Maliye Bakanı Naci
Ağbal, verilerin yıl sonu tahminleriyle uyumlu olduğu
görüşünde. 104 milyon TL aylık bütçe açığıyla ocak-ekim açığı 12.1
milyar TL’ye ulaştı. Ki bu rakam da yıl sonu için tahmin ettikleri
toplam açığın yüzde 35’iymiş.
Fakat gelin görün ki, bu uyumlu bütçenin küçük bir sorunu var.
Büyük projeler için verilen açık ya da örtülü garantileri pek
göremiyoruz bütçede.
Özellikle Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri kapsamındaki büyük
altyapı projelerinde, kime ne ödendiği, kime ne taahhüt edildiği,
ekonomi yönetimi tarafından ısrarla perdeleniyor, saklanıyor.
Hazine garantileri değil de. Şehir Hastaneleri’nde söz sahibi
Sağlık Bakanlığı ile havaalanı ve köprü projelerindeki söz sahibi
Ulaştırma Bakanlığı’nın şirketlere sağladığı borç üstlenimleri ve
talep garantileri, devlet hesaplarında gösterilmiyor. Belli
periyotlarla dahi olsa kamuoyuna açıklanmıyor.
Döviz kuru dalgalanır, özel sektör borçluluğu artarken Hazine
garantili ve koşullu yükümlülük içeren projelerin mali
tablolarının, bütçe ve borçlanma açısından daha kritik hale
geldiğini not düşelim.
Doların 3.30’u gördüğü şu günlerde, Meclis’te görüşmeleri süren
2017 bütçesindeki hedefler bugünden eskidi bile. Özellikle üretime
bağlı vergi gelirleri açısından.