160 adet refakatçi tipi kanepe...
Devlet Malzeme Ofisi (DMO), Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü için kanepe satın alma ilanına çıkmış. Belli ki alınacak “refakatçi tipi kanepe”ler, tıp fakültesi hastanesinde kullanılacak. DMO sitesinde sayfalarca şartname yayımlanmış. Kanapenin oturma derinligi 58 cm, koltuk yüksekliği 75 santim olacak. Süngerin niteliği falanca, metal çubuğu da filanca malzemeden.
Peki, bütün bunlar önemsiz mi? Tabii ki hayır.
Bilakis adının başında devlet yazan bir kurumun, vatandaşların
vergisine nasıl da sahip çıktığı duygusunu iletiyor. Peki devlet
üniversitesi içindeki bir hastanenin refakatçi kanepeleri için bu
kadar titizlenen devlet, söz konusu olan şehir hastanesiyse ne
yapıyor?
Bursa Şehir Hastanesi’nin onu yapan şirketçe finanse edilen 389
milyon 29 bin 290 Avro yatırım bedeline karşı, Sağlık
Bakanlığı’nın kaç yıl boyunca kaç yüz milyon TL kira ödeyeceğini
biliyor muyuz?
Bilmiyoruz. Tıpkı pek çok şehir hastanesi inşaatı gibi Bursa Şehir Hastanesi inşaatında çalışan işçilerin geçenlerde kötü çıkan yemekler, havasız koğuşlar, kesilen sular ve elektrikleri için işi bırakma eylemi yaptığını da bilmediğimiz gibi.
Kiraları açıklayın hadi
Hem devlet olup, hem bedava arazi verip, hem de döviz üzerinden
kiracı olduğu, sözleşme imzaladığı müteahhitlere karşı da
vergilerimizi DMO ihalelerindeki gibi etkileyici savunabiliyor mu
devlet? Savunamıyor. Savunması da biraz zor.
Hiçbir açık devlet raporunda, devletin şehir hastanelerine kaç yıl,
kaç lira kira ödeyeceği bilgisini bulamazsınız. Bu bilgi raporlara
konulduğunda, döviz üzerinden sözleşme yaptığı ortaya çıkacak
çünkü.