Okuyacağınız satırlar zamanlama açısından
kaygan bir zeminde yazılıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçim sonucuna dair
tartışmanın kıyasıya yükseldiği dakikalar içindeyiz.
Adil Seçim Platformu veri girişlerinin halen
sürdüğünü duyuruyor.
Haber ajansçılığı alanında “tek
ses” haline getirilmiş iktidar güdümündeki Anadolu
Ajansı’nın verileriyle şekillenen TV ekranlarına göre, Erdoğan
yüzde 52 ile ilk turda Cumhurbaşkanlığı’nı aldı.
Diğer yandan CHP Sözcüsü
Bülent Tezcan sandıkların
açılmasıyla, sonuçların kesinleşmiş olmadığını, ıslak imzalı
tutanaklar tamamlanıp birleştirilmeden sonucun ilan edilemeyeceğini
söyleyerek, önceki seçimlerin sonuçlarını anımsatıyor.
***
Evet gün boyu çok sayıda usulsüzlük,
saldırı, dahası yaralamalı ve ölümlü olayların yaşandığı bir seçim
gününün gecesinde, geleceğe dair anlamlı bir okuma yapmak için
henüz erken. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimleri kesinleşmemiş olsa da
milletvekili seçim sonuçları, ortaya önemli sonuçlar çıkarmış
görünüyor.
Sandıkların tamamı açılmamış olsa da bu seçimin
kilit partisi konumundaki HDP’nin barajı aştığı belirtiliyor. Baraj
altı kalması halinde AKP’ye 80 milletvekili eklenmesi anlamına
gelecek bu sonuç, iktidar partisinin TBMM’de çoğunluğu kaybetmesi
demek. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini
kazandığını varsaysak bile, bu sonuç ülkeyi eskisi gibi
yönetmesinin pek kolay olmayacağını gösteriyor.
Siyasetin genç aktörü İYİ Parti de
parlamentoda. Bu sonuç, TBMM kompozisyonu bakımından, iktidara
karşı muhalefeti hem zenginleştiren hem de ona güç katan bir
gelişme olacak.
Yeni kilit MHP
HDP 24 Haziran’ın kilit partisiydi. O kilidin
artık açıldığını ama yerini başka bir kilide bıraktığını söylemek
mümkün. Yeni kilit MHP’dir.
AKP ilk sonuçlara bakıldığında, 1 Kasım 2015
tablosuna göre 6 puan kaybetti. Bu AKP’nin ancak yanına MHP’yi
aldığında güçlü olduğu anlamına da gelmektedir. Yanı sıra 16 yılın
ardından ciddi bir kan ve yoğunluk kaybı da demek. AKP, ortağı
MHP’ye rağmen Meclis’i kaybetmiştir. Bu yanıyla da 7 Haziran 2015
sonuçlarını hatırlatmaktadır.
Yeni dinamikler
Tablonun tamamı siyasetin iklimini ve akışını
değiştirecek potansiyelde yeni ilişki biçimleri üretecek bir
tablodur. AKP’nin MHP’yle ilişkisinden başlayarak bütün partiler
iktidar ve muhalefetle olan pozisyonlarını yenilemek ve güncellemek
zorundadır.
Bu başlık altında dikkat çeken öne önemli
sonuçlardan biri de Diyarbakır’daki Cumhurbaşkanlığı seçim
sonuçlarıdır. HDP adayı Demirtaş’ın yüzde 63.5 oy
aldığı Diyarbakır’da ikinci en yüksek oyu yüzde 28 ile Erdoğan’ın
almasını not düşmek elzemdir.
Diğer yandan İYİ Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı
Meral Akşener’in aldığı oy oranının düşüklüğü,
devlet partisi hüviyetini kullanan AKP’nin, Akşener önüne çıkardığı
engellerin etkili olduğu göstermektedir. Bu fasıldan Akşener’in
direnmesi ve Gül lehine feragat etmesi
istendiğinde sergilediği kararlı duruş, yakın siyasi tarihteki
yerini almıştır.
***