Haberi, Gümrük ve Ticaret
Bakanı Bülent Tüfenkci,
üç hafta önce vermişti.
Ekonomi Muhabirleri Derneği üyelerinin sorularını yanıtlarken
memuriyetle ilişkisi kesileceklerin, ekli listeyle Resmi Gazete’de
yayımlanacağını, ta 9 Ağustos’ta açıkladı Bakan.
O sıra böylesi bir uygulamanın benzerine rastlanmadığını,
okuyan-yazan herkes aklından geçirse de kapsamının -OHAL’e rağmen-
bu kadar devasa ve hukuksuz olacağı öngörülemedi.
Söylemesi, yazması, okuması kolay.
Resmi Gazete’de yayımlanan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile 50
bine yakın kişi kamudaki görevlerinden ihraç edildi.
Listeler öyle uzun ki, sayı konusunda uzlaşı sağlanamıyor. Kimi 40
binin üzerinde diyor. Kimi 50 bine yakın. Kimisi de 50 bini
geçti.
Cumhuriyet tarihinin bu en yaygın kitlesel tasfiyesinin,
dayanağını, başarılı olmuş 80 darbecilerinin hazırlattığı
anayasadan aldığını unutmayın sakın.
***
Belki de tam bu yüzden bu KHK’lerdeki listelere baktığımızda
darbecilerle mücadele söylemi altında, farklı düşünenlerin hedef
alındığını görüyoruz.
Sözgelimi Kocaeli Üniversitesi’nden ihraç edilen Barış Bildirisi’ne
imza atan akademisyenlerin tamamı, ihraç kapsamında. FETÖ’cü mü
onlar sahi?
Yanı sıra, herhalde (!) Gülen Cemaati ile yan yana anamayacağınız
Eğitim-Sen üyesi eğitimci sayısı 130’a ulaşmış.
Aralarında açığa alınmamış, hakkında idari soruşturma açılmamış
kişiler var.
Peki, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden bu yana geçen altı
haftalık sürede, 50 bin kişi nasıl soruşturuldu, hukuksal, somut
bulgular, deliller nelerdir?
Şehit kardeşinin cenazesinde “Saray”a tepkisini haykıran
Yarbay Mehmet Alkan’ın,
Tunceli Üniversitesi Öğretim Üyesi Candan
Badem’in FETÖ’cü olduğunu söyleyebilecek herhangi bir
yetkili var mı?