Çiğdem Toker Cumhuriyet Gazetesi

Kömür ‘torba’dan çıktı da ne oldu?

Son haftalarda kömür üzerinden yürüyen bir hükümet propagandası var. İçinde bol bol müjde, rekor kelimeleri geçiyor. 2018, kömürün altın yılı olacakmış. Yerli kömürde rekorlar...

19 Kasım 2017 | 124 okunma

Son haftalarda kömür üzerinden yürüyen bir hükümet propagandası var. İçinde bol bol müjde, rekor kelimeleri geçiyor.
2018, kömürün altın yılı olacakmış. Yerli kömürde rekorlar kırılacakmış. Vs. vs. ...
Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) yıllardır yeni işçi alınmaz, yatırım yapılmazken bu rekorlar nasıl kırılacak diye insan merak ediyor tabii.
Maden işçisi kendisini ocağa kilitleyince, AKP, kömür sahalarının bölünüp parçalanmasına dair maddeden vazgeçti malum. Bu vazgeçiş pek ikna edici görünmedi. Arka planında geçen yıl zaten hazırlanmış bir başka özelleştirme planının yer aldığı belirtiliyor.
CHP Bartın Milletvekili M. Rıza Yalçınkaya geçen gün TBMM Genel Kurulu’nda can alıcı bilgiler verdi.
“Gözümüz gibi korumamız lazım” dediği TTK’ye bağlı Amasra B sahasını 2005’te alan 20 yılda 56 milyon ton kömür çıkarma taahhüdü verdiği halde taahhüdüne uymayan “bir firmadan” söz etti.

Mezarlığa el atmak
Bu firmanın kömür çıkarmak yerine, kurmak istediği termik santral için sürekli çalıştığını, hükümetin hesap sormak bir yana sürekli arka çıktığını anlattı.
Yalçınkaya, “firmaya yapılan son güzelliği” ise şöyle aktardı:
“Amasra ilçesinin Gömü ve Tarlaağzı köylerinde yaşayan vatandaşlara ait taşınmazlar kamulaştırılmış, Bakanlık da kamu yararı iddiasıyla onaylamıştır. Neden yapıldığı bilinmeyen bu işlemle, yıllardır köylerinde oturan insanların taşınmazlarına el atılmış, üstelik bu alana mezarlık da dahil edilmiştir.”
Evet mezarlık, yanlış okumadınız. Yalçınkaya, TTK’nin o bölgede hiçbir yatırım faaliyeti çalışması olmadığını vurgulayıp sordu: “Vatandaşın elinden taşınmazını almak kime yarayacak? TTK’ye mi, yoksa termik santralı kuracak firmaya mı?”
Biz Enerji Bakanlığı’na daha açık soralım: Gömü ve Tarlaağzı’nda yaşayan köylülerin taşınmazlarına, mezarlık alanını da içine alacak şekilde kimin için el koydunuz? Hattat Holding bünyesindeki Hema için olabilir mi?

16 Nisan’da başka ne olmuştu?
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, evvelsi gün TBMM’de soru önergesi verdi.
Önerge, Bayburt Grup hakkında. Cihaner, grup şirketlerinin ihalelerde birlikte hareket ettiği, gerekli koşulları karşılamadığı, iş bitirme belgelerinin sahteliği gibi iddiaları hatırlatıyor.
Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle yöneltilen soruların bir kısmı, değişik vesilelerle gündeme getirdiğimiz 21/b’yle, yani pazarlık usulü ihalelerle ilgili. Bugüne dek rastlamadığımız farklı konular da yer alıyor önerge metninde. Özetle aktaralım:
- Anılan şirketin, ihale yeterlilik belgelerinin sahte olduğu yönünde Ankara Cumhuriyet
Savcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında bilirkişi raporları olduğu doğru mudur?
- Ankara Yıldız Mahallesi’nde 16 Nisan 2017 tarihinde meydana gelen ve (birisi olaylarla ilgisi olmayan 18 yaşında bir lise öğrencisi) üç kişinin yaşamını yitirdiği çatışmanın da adı geçen firmaların yasal olmayan işleri nedeniyle meydana geldiği iddia edilmektedir. Nitekim Ankara Valisi Sayın Topaca basın açıklamasında “... parasal bazı ilişkiler, ihale işleri bağlantılı olduğunu kuvvetle muhtemel tahmin ediyoruz” demiştir. Bu çatışma ile söz konusu ihaleler arasındaki bağ araştırılmış mıdır?
Cihaner’in son sözü, devlet kurumlarının giderek yaygınlaşan, şirket çıkarlarına öncelik verir tarzdaki “ticari sır” cevabına dair:
Sorulan sorulara “ticari sır” diye cevap vermeyecekseniz, vatandaşların vergilerinin “nereye ve ne şekilde harcandığını” gizlemeyi demokrasi, şeffaflık ve yolsuzlukla mücadelede tarafı olduğumuz sözleşmelerle nasıl bağdaştırıyorsunuz?

Etlik Şehir Hastanesi yıka yıka


Yenimahalle’de oturan bir okurumdan e-posta aldım. Halil Sezai Erkut Caddesi kenarındaki yürüme yolunda düzenli yürüyüş yapıyor.
Yapımı süren Etlik Şehir Hastanesi de bu caddenin güneyine düşüyor. Okurum (N.P.) sürekli sac levha ve dikenli tellerle sınır büyütüldüğünü belirtmiş.
İki gün önce de yürüme yolu kenarındaki yeşil alana demir direkler dikildiğini ifade ediyor. Dile kolay, 3566 yataklık bir hastaneden bahsediyoruz.
Türkerler-Astaldi’nin yaptığı Etlik Şehir Hastanesi’ndeki bu ölçek, uygar devletlerde artık terk edilmiş. Büyük altyapı ve büyük binaları otoriter yönetimlerin tercih etmesi boşuna değil.
Devreye alındığında kent merkezindeki altı hastanenin kapatılacağı Etlik Şehir Hastanesi’nin inşaatı semt sakinlerinin yaşam alanlarında rahatsızlık yaratıyor.

Çankaya’nın kaldırımları

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma