Çiğdem Toker Cumhuriyet Gazetesi

Merhamet değil hukuk

Akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça, 66. günde. Herkesin, hepimizin, dünyanın gözü önünde eriyorlar. Bir an bakan olduğunuzu düşünün. Öyle bir imza atıyorsunuz ki, sonucunda on binlerce...

14 Mayıs 2017 | 409 okunma

Akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça, 66. günde.
Herkesin, hepimizin, dünyanın gözü önünde eriyorlar.
Bir an bakan olduğunuzu düşünün. Öyle bir imza atıyorsunuz ki, sonucunda on binlerce kişi aileleriyle açlığa mahkûm ediliyor. Büyük kudret değil mi?
Açlığa mahkûm ettiklerinizin bazıları, kendilerini ölüme mahkûm ediyor.
Bu daha büyük bir kudret.
Nuriye Gülmen, sağlığı henüz bozulmadan kaydettiği videoda, “Biz de tek bir saniye bile aç kalmayı istemeyiz” diyordu. Aç kalma eylemine, açlıkla terbiye edilmek istendikleri için başvurduklarını söylüyordu. Bakın bu çok önemli bir ayrıntıdır.
Açlıkla terbiye edilmek istendikleri için aç kalmayı seçmek.
Gülmen ile Özakça, KHK ile kaybettikleri işlerini geri almak için eylemde.
Hakkınızda bir soruşturma yok, açılmış bir dava yok. Ülkeyi yöneten bakanlar toplanıp sizi işten çıkarıyor. Ve sizin gideceğiniz hiçbir yer yok.
Hak arama kurumlarının kapıları, beton gibi.
Gülmen ile Özakça merhamet değil hukuk istiyor. İşleri onun için çok zor.
Başkentin göbeğinde, herkesin gözü önünde eriyorlar.
Bakanlar bakıyor mu?

Destan yazan bankalar
Destanlar bize yazının, bilimin aklın henüz gelişmediği çağlardan seslenir.
En eski sözlü edebiyat türlerinden biridir. Toplumların tarihinde ses getirmiş, iz bırakmış büyük olayları anlatmak için nesilden nesile aktarılır.
Peki, destan ile banka kelimesi yan yana gelir mi?
Geldi vallahi. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli Türkiye Bankalar Birliği Genel Kurulu’nda, “Destan yazdınız” dedi.
Para satan kurumlar nasıl destan yazıyormuş derseniz, Canikli meğerse 15 Temmuz darbe girişimiyle bağlantı kurmuş.
Türkiye son 10 aylık döneminde her türlü badireyi atlatmış. Bunda bankaların kredi musluklarını açıp mükemmel performans sergilemesinin payı büyükmüş.
Ve kritik açıklama: Banka aktiflerini menkulleştirmeye yarayacak banka senedi projesi ile ilgili teknik çalışmaların tamamlandığını da söylemiş.
Belki oradan bir destan gibi görünüyor olabilir. Ama banka aktiflerini menkulleştirip senet çıkarmanın riskli olduğunu söyleyen de pek çok iktisatçı bürokrat mevcut.
Çünkü o tip senetlerin karşılığında para basılacağı belli. Aslına bakılırsa Canikli’nin tarifi tam olarak Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) görev alanına giriyor. TVF de zaten bu amaçla kuruldu. Gerektiğinde menkul kıymet çıkarmak/satın almak asli işleri arasında.
E büyük altyapı projelerini finanse eden iki büyük kamu bankası da TVF kapsamında.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma