“Bazı yaşlıları ve köy imamını topluluktan ayırdıktan
sonra, ‘yat’ komutu vererek, hepimizi yere yatırdı
ve üstümüzde yürümeye başladı. Bir süre sonra bir subay,
yanında Kamil Müştak olduğu
halde geldi. Kamil’in elinde insan dışkısı vardı.
Subay, ‘köy okulunda bu dışkıyı buldum, ne
yapayım?’ diye Binbaşı’ya (Cafer Tayyar
Çağlayan) sordu. Amcamın oğlu Kamil, Binbaşı’nın
emri ile dışkıyı hepimize tek tek yedirdi.”
(15 Şubat 1990 - Abdurrahman Müştak - Yeşilyurt Köyü
Muhtarı)
***
Bundan 25 yıl önce...
Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmadan aktardığım bu
ifadenin canlı tanığıyım.
Sadece canlı tanığı değil.
O tarihte görev yaptığım Anadolu Ajansı arşivinden aktardığım bu
haberi, duruşma bitiminde yazıp Ajans
kurucusu Atatürk’ün veciz
sözüyle “Türkiye’nin sesini bütün dünyaya
duyuran” adliye muhabiri.
(Mahkeme, aynı duruşmada, dönemin Başbakanı Turgut
Özal’ın bu olayı doğruladığını hatırlatan ve
Başbakanlık’tan gerekli bilgi ve belgelerin getirilmesini talep
eden avukatların istemini reddetmişti.)
***
Gazetemizin o dönem Adana Bölge Temsilcisi
olan Celal Başlangıç ile Siirt
muhabiri Cengiz Mumay’ın kamuoyuna mal ettiği
bu dosya; Celal Şengör’ün “balgibi
yiyeceği” işkencenin altıncı yılında, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin; mağdur her köylüye, 300 biner Fransız Frangı
tazminat ödenmesi kararıyla son buldu.
Şimdi siz...