Sevgili Murat,
Ziyaretinize gelen CHP milletvekilleri ilk mesajlarınızı paylaştı.
Senin sade, küçük bir not defteri sayfasındaki el yazını okurken o
içeriğin, sana ve savunduğumuz değerlere ne kadar yakıştığını
düşündüm.
200’ü aşkın
gazeteci, Necmiye Alpay, Aslı
Erdoğan gibi yazarlar, HDP’li vekiller cezaevindeyken
yalnızca kendin için özgürlük istemediğini söylüyor, bütün düşünce
ve fikir suçlularının barışçıl demokratik bir Türkiye için en kısa
zamanda özgürlüklerine kavuşmasını diliyordun.
1. sayfa hazırlarkenki manşet spotu özeniyle yazdığın bu kısa
mesaj, memleketin cümle derdini özetliyordu. Üstelik, 370 dernek
bir cümleyle ve bir gecede kapatılmamıştı daha. İnsani değerlerin
kaybolmaya; ortak yaşama zemininin altımızdan kaymaya başladığı,
zorbalığın yayıldığı bu dönemde, meşru arayışların kıymeti
büyük.
Anayasa Çalıştayı
Ancak yaşatılanların ağırlığıyla olsa gerek, dün sabah CHP’nin
düzenlediği Anayasa Çalıştayı’na giderken, birçok soru dönüp durdu
zihnimde. İşi ve hayatı siyaset olan herkes, şu soruların cevabını
vermeliydi:
- Ülkenin üçüncü büyük partisinin genel başkanları, milletvekilleri
anayasa iyi olmadığı için mi tutuklanmıştı?
- Çocukların güvenli ortamlarda büyüyüp eğitim görmesi için didinen
Gündem Çocuk’un da aralarında yer aldığı 370 derneğin bir gecede
kapatılmasının nedeni iyi bir anayasamızın olmaması
mıydı?
- Kapısı kırılarak girilen büroda, özel harekât polislerinin
avukatlara fiziki şiddet uygulayabilmesinin nedeni anayasadaki
falanca madde eksikliğinden miydi?
- Ya ülkenin yapıtları onlarca dile tercüme edilmiş
edebiyatçılarının, dünya çapındaki çizerlerinin, sayıları 142’ye
ulaşan gazetecilerinin aylardır cezaevinde olmasının nedeni? Onun
da mı müsebbibi anayasaydı?
Anayasal sınırlara çekilmek
Neyse ki yalnız değildim. Bir kısmında bulunabildiğim ve ilginin
yüksek olduğu Çalıştay’da da bu sorular tartışıldı. Farklı
sözcüklerle de olsa CHP yönetimi ve akademisyenlerin de sorduğu
sorular, şu önermede buluşmuş görünüyor:
Temel sorun, anayasanın yetersizliği değil; başkanlık sistemi
ambalajında dayatılan tek adam rejimi, fiili durumun anayasal
çerçevede oturtulması ve mevcut iktidarın meşru anayasal sınırlara
çekilmesi gereği.