İttifak yasa teklifi, bugün TBMM Anayasa Komisyonu’nda
görüşülmeye başlanacak. İttifak sözcüğünün, anlaşma, bağlaşma,
oybirliği gibi farklı anlamları var. Dikkat edilirse hepsi de
olumlu.
Dahası bu teklifteki modelin tam adı Cumhur İttifakı. Türkiye’ye
yabancı birine vereceği ilk izlenim, iyi bir şey yapılıyor olduğu.
Halk bir araya gelmiş, birleşmiş, daha ne istenir ki.
Zaten, gerici, tahribata yol açan bir uygulamayı olumlu anlama
gelen kavramla yaymak, AKP’nin başarı hanesine kaydı gereken
başlıklar arasında yer alıyor. Getirilen seçim kuralları, can
çekişen demokrasiyi bitirecek, Cumhuriyeti de taammüden öldürecek
içerik taşımasına karşın; yararlı bir düzenleme gibi sunuluyor.
Bunda kalıcılaşan OHAL rejimi ile televizyon kanalı ve gazete
görünümlü propaganda aygıtlarının rolu büyük.
Hal böyleyken, İttifak kanun teklifini normal bir yasama faaliyeti
gibi değerlendirmek ya da buna etki edecek konumda olunduğu halde,
sokaktaki adam gibi hayretler içinde kalarak eleştirmek biraz tuhaf
kaçıyor. CHP seçmeni açısından, oy verdiği partiden, durumun
vahametine uygun bir tutum geliştirmesini beklemek doğal hakkı.
Fakat ana muhalefet cephesine baktığımızda, fark yaratacak meşru
bir eylemselliğin işaretleri görünmüyor.
Oysa kanun teklifinin stratejik bir hedefle hazırlandığı ortada. O
kadar stratejik ki, iktidar partisinin yanında yedeklenmeyecek,
muhalefet kanadındaki siyasi partileri etkisizleştirmek uğruna ince
ince çalışılmış.
Üstelik son aşama Yunan tragedyaları gibi: Hedefe ulaşırken, terk
edeceği parlamenter rejimin yasama organına başvuracak. Hani
onlarca OHAL KHK’si çıkarırken “takmadığı” yasama organına.
Eninde sonunda
Eğer çok istisnai bir gelişme, olağanüstü bir durum yaşanmazsa,
bugün görüşülme...