Çiğdem Toker Cumhuriyet Gazetesi

Önce Ceylanpınar TİGEM’i açın

Varlığından çok, yokluk halleriyle anlatırız ya, “sol memenin altındaki cevahir”i.  “Yüreksiz”in korkak, “kalpsiz”in gaddar anlamına gelmesi, tam bu nedenle boşuna değildir ya.  Hem...

22 Temmuz 2015 | 264 okunma

Varlığından çok, yokluk halleriyle anlatırız ya, “sol memenin altındaki cevahir”i. 
“Yüreksiz”in korkak, “kalpsiz”in gaddar anlamına gelmesi, tam bu nedenle boşuna değildir ya. 
Hem cesur, hem merhametliydi işte onlar da. 
Şehirleri, ilçeleri ve köy adlarının yanına, “katliamı” kelimesi eklenen bir ülkede yaşadıklarının acı bilgisine erkenden vâkıf olsalar da kusursuz değildiler. Siyasal İslamın, ırkçılığın ardına gizlenmiş kalpsiz korkakların, Maraş’la, Çorum’la, Sivas’la, Roboski’yle, Reyhanlı’yla yazdığı kanlı tarihin, Suruç’la süreceğini düşünemediler. 
Akıllarının ucundan bile geçmedi, böyle apansız ölüvermek. 
Ki, nasıl bunca ümit dolu gözlerle bakılabilirler başka. 
Nasıl o plastik ördekler, yeşil lego torbaları, pembe bebek patikleri özenle toplanıp şenliklerle getirilir ateş hattına başka türlü. 
Barbarlığa direnen bir kentin çocuklarına yaşama sevinci taşıyacak o “cevahir”, katliam hedefi olacaklarını düşündürtmeyecek kadar naifti bir yandan çünkü. 
Şans eseri hayatta kalan arkadaşlarının anlatımına bakıldığında, Emniyet güçlerinin yoğunluğuna, her noktanın kamera sistemleriyle izlenmesine güvendiler belki. 
Oysa güvenilen o “Emniyet” yoğunluğu, her yere takılı o “göz”ler, bu ülkenin yurttaşlarından çok, “öfkeli çocuklar” içindi. 
Çok mu iddialı buldunuz? 
O zaman açın, 2012’den bu yana sivil girişlere kapatılan TİGEM’in Ceylanpınar tesislerini. 
Suriye sınırının 60 kilometrelik hattını kaplayan, 1 milyon 761 bin 11 dekarlık alanda, önce El Nusra, şimdi de IŞİD militanlarının sığınmadığını, “cihat” için geçiş yapmadığını, barınmadığını, yaralıların tedavi edilmediğini kanıtlayın. 
Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu’nun, HDP’li İdris Baluken’in verdiği soru önergesine beş ay gecikmeyle 14 Mart 2014 tarihli “kaçamak” yanıtında, “Bizde böyle bir bilgi yoktur” demesi artık yetmez. 
Son üç yıldır TİGEM arazisi içindeki Akçakale Süleyman Şah Dinlenme Tesisleri’nde kimlerin konakladığını kamuoyuyla paylaşın. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma