Başbakan’a bağlı örtülü ödenek hesabındaki artışı ilk
yazdığımda, takvimler 2012 Ağustosu’nu gösteriyordu.
Suriye’deki “muhaliflere yardım” iddiasının da yer aldığı
haberin 1. sayfadan yayımlandığı gazetenin adı Akşam’dı.
Düzenli izlediğim örtülü ödenek gelişmeleri, süreç ilerledikçe,
diğer gazetelerin ve beraberinde siyasetin de gündemine
girdi.
Bir, üç değil; CHP’sinden MHP’sine, bağımsızına kadar onlarca
muhalefet milletvekili, örtülü ödenek harcamalarındaki artış ile
Suriye’deki “cihatçı”lara yardım arasındaki olası ilişkiyi
sorguladı.
Yasama denetimin bir parçası olan soru önergeleri Meclis
arşivindeki yerini aldı.
Fakat Komşu’daki iç savaşa, vergilerimizden toplanan paralarla
silah yardımı yapmak gibi, hepimizi, tüm halkı ilgilendiren o
ürpertici iddiayla ilgili önergelerin tamamı yanıtsız
kaldı.
Örtülü ödeneğin yasal gizliliği, iktidarın umursamazlığına
kılıftı.
Sanki ceplerinden harcıyorlarmış gibi, gün geçtikçe halkın parasına
daha çok göz diktiler.
Anayasayı çiğneyerek Cumhurbaşkanı’na da örtülü ödenek
verdiler.
Cumhuriyet’in MİT TIR’larındaki silahları belgeleyen haberinin bir
sonucu da cevapsız kalan önergelerin tümüne toplu yanıt niteliği
taşıması.
O silahlar yasal ticaretin konusu olsaydı; ne Başbakanlığa bağlı
MİT TIR’ında taşınır, ne de ilaç kutusuyla kamufle edilirdi.
Dolayısıyla bu silahların örtülü ödenekten karşılandığı, kesine
yakın bir olasılıktır. Daha net olan olgu ise bu sevkıyatın
süreklilik gösterdiği, dolayısıyla örtülü ödeneğe de aynı
doğrultuda daha sık başvurulduğu...