“Bir suçun işlendiği tarihi, siyasi iradenin
belirleyebileceğine inandırılmaya
çalışılıyoruz.” Özgür Mumcu, dünkü yazısında
üzerine kitaplar yazılası bu özlü sözü etti. Cümlenin taşıdığı
siyasi tarihsel yük, daha doğrusu iktidarın murat ettiği, hepimizi
öyle ilgilendiriyor ki, buradan biraz daha açıp öyle gelelim
konuya:AKP iktidarının FETÖ/PDY adını alan Cemaat bağlantısı için
17/25 Aralık operasyonlarını milat almasının birden çok nedeni
var:
-Hem 2013 sonuna kadar, neredeyse 10 yıl süren gayri resmi
koalisyondaki, ortaklık ve işbirlikleri ceza hukuku kadrajına
girmesin. Girmesin ki siyasi kadrolar hesap vermekten kurtulsun,
dinen “günahkârız vallahi” demek yeterli gelsin.
-Hem de -asıl maksat eski ortağını alaşağı etmek olsa dahi- bu iki
operasyona konu “iddia”lardaki suç unsurları, eleştiriden muaf
olsun. Ne hoş.
Bu sayede, örgütle her düzeyde irtibatı saptanan asker,
polis, hâkim, savcı, gazeteci, işadamı yüzer yüzer derdest edilip
götürülürken, 2003-2013 döneminde ve devlet denilen bu devasa kutlu
yapı içinde, elinde kalemler ve mühürlerle binlerce ortak işe imza
atmış siyasi kadrolara hiçbir şey olmasın.
Üzerinde yedi cetlerine yetecek trilyonluk rantlar doğuracak kamu
arazilerini “parsel parsel” dağıtanlar ortaya çıkmasın.
Merkezde ve yerelde hiçbir yönetici, bu dağıtımlardan,
tahsislerden, irtifak haklarından gelir paylaşımlarından sorumlu
tutulmasın.
Koru Florya’daki rantı kim hediye
etti?
Misal, FETÖ/PDY iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma
kapsamında dün gözaltına alınan isimlerden biri olan Aydınlı Grup
Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk
Kavurmacı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş’ın damadı da olan Kavurmacı, Florya’da kalan son
araziyi, ortaklarıyla birlikte TOKİ’nin açtığı ihaleden
almıştı.